İnsan kerameti kendinden menkul bir varlık değil. En az çevresi kadar başkası, en az kendisi kadar çevresidir.
Kişi kendisini eleştirmeyi sağlıklı bir zemine oturttuğu zaman görecek ki, aynı zamanda çevresini de eleştirmeyi öğreniyor.
Oturduğunu, konuştuğunu, merhabalaştığını, ortağını da bu eleştiri içine koyabiliyor.
Özeleştiri yapmak, insan hayatı için keskin bir virajdır. Pek çok fikir ortaklığı yaptığını, ‘merhaba’ dediğini bu kritik virajda bırakır ve yoluna devam eder.
Bu noktada özeleştiri salt kendini eleştirmek değil, aynı zamanda çevreni, yakınını, şehrini, olanları, olguları ve durumları da eleştirmek anlamını taşır. İnsan kerameti kendinden menkul bir varlık değil. En az çevresi kadar başkası, en az kendisi kadar çevresidir.
“Özeleştiri” diyerek kendini merkeze almak, ya da “eleştiri” diyerek karşındakini eleştirmek; eleştiri pratiğinin birey, toplum, şehir ve ülke için ön açıcılığını yitirmesi anlamını taşır.
Bu nedenle eleştiri-özeleştiri, bu kentin geleceği için büyük önem taşıyor. Sağlıklı bir zemine oturtulmadığı sürece konuşulanlar sığ, değişenler ise sadece isimler olur. Ancak görüyorum ki; şehir ciddi anlamda özeleştiri yapmak konusunda ısrarlı. Hem, bu kez kaçamak değil alabildiğine cevval bir şekilde buna niyet etmiş görünüyor.
Bu süreçte özeleştirisini gerçek anlamda yapabilen herkes şehrin gidişatına yön vermeyi başaracak kişiler olacak. Yeni dönemi bu samimi eleştiri süreci belirleyecek. Özeleştirisini yapanlar, yapamayanlar diye bir kategorileşme söz konusu.
Önümüzde pek çok seçim bir biri ardına gelecek. Bu seçimlerin alışılmış olanın dışına çıkacağını eminim ki, hepiniz hissediyorsunuzdur. Nedenlerini, niçinlerini yukarıda anlattım. Bakalım kimler eleştirileri ve özeleştiri yapmak konusunda doğruyu yakalayabilecek. Kimler değişemeyenler turizmin yolcusu konumuna gerileyecek.