Eğitim-İş Genel Başkanı Mehmet Balık, rejimi değiştiren başkanlık referandumunda 'hayır' oyu kullanacaklarını açıkladı.
Örgütlenme çalışmaları ve çeşitli ziyaretlerde bulunmak için Balıkesir'e giden Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Balık, Balıkesir Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi.
Yeni sistemle birlikte 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun kaldırılacağını, yeni personel sistemi getirileceğini, eğitim, sağlık ve güvenliğin yerel yönetimlere bırakılmasının da eğitimin siyasallaşması başta olmak üzere bir çok sakıncayı beraberinde getireceğini savunan Balık, bu nedenle eğitim çalışanlarının referandumda 'hayır' oyu vereceğini söyledi.
"ÖĞRETMEN ATANMAYACAK, ALINACAK"
Balık, referandumda neden 'hayır' oyu vereceklerini şu sözlerle açıkladı:"Cumhurbaşkanı ve Başbakan defalarca 657 Sayılı Devlet Memuru Kanunu'nu kaldıracaklarını, yerine yeni devlet personel sistemini getireceklerini belirtti. Bu şu demek; Bundan sonra 'devlet memuru' diye bir sistem kalmayacak. Tamamen sözleşmeli sistemle çalışacağız ve devlet memurlarının, eğitim çalışanlarının iş güvencesi kalmayacak. En son Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 98 bin 600 öğretmen ihtiyacı olduğu belirtilmesine rağmen, 20 bin öğretmen alınacağı açıklandı. Eskiden 'öğretmen ataması yapılacak' denirdi. Ama şimdi 'öğretmen alınacak' deniyor. Bunun farkı da şu; 20 bin sözleşmeli öğretmen alınacak. Alınacak öğretmen sayısının üç katı kadar öğretmen adayını mülakata davet ediyorlar. 20 bin öğretmeni almak için 60 bin gence umut veriyorlar. Mülakatın sonuçları zaten yapılmadan belli. Mülakat dediğiniz zaman adam kayırma, iltimas, yandaş gibi kelimeleri yanyana sıralayabilirsiniz. Hükümetin bu öğretmen alımında uyguladığı sistemi kesinlikle gayri ahlaki buluyoruz ve protesto ediyoruz. Hükümet aynı sistemi yandaş yönetici atamasında da kullandı. Mülakatla yönetici atadı. Şimdi de mülakatla öğretmen alacaklar. Bu cumhuriyetin öğretmenlerini, kamu çalışanlarını onursuzlaştırma girişimidir. Hükümet bu sistemi acilen kaldırmalı ve sınavı kazanan öğretmen adayları puanlarına göre atanmalıdır."
"EĞİTİM SİYASALLAŞACAK"
657 Sayılı Devlet Memuru Kanunu'nun kaldırılması ile birlikte eğitim, sağlık, güvenliğin milli eğitim, sağlık ve emniyet teşkilatının yerel yönetimlere bırakılmasına da 'hayır' dediklerini vurgulayan Balık, "Referandum gerçekleştirilir ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi kabul edilirse sağlık, eğitim ve güvenlik alanındaki kamu çalışanları yerel yönetimlere bağlanacak. Bu da eğitimde milliliğin kaldırılıp, yerel eğitim bakanlıklarının kurulması anlamına geliyor. Biliyorsunuz hükümet yeni büyükşehirler ilan edeceğini açıkladı.
Eğitimi, sağlığı, güvenliği de büyükşehirlere bağladıktan sonra zaten Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğünden, üniter devlet yapısından bahsedilemeyecek. Her belediye kendi etnik yapısına göre, kendi dinsel yapısına göre dersleri de çeşitlendirecek, önceliklerini farklı hale getirecek. Eğitim siyasallaştığı zaman her belediye başkanı bir siyasi partinin uzantısı olduğuna göre, kendi yandaşları ya da kendine oy verenlerle çalışacaktır. Bu da kamu çalışanı kıyımını getirecektir. Dolayısıyla hem 657'nin kaldırılması hem sözleşmeli personele geçilmesi, hem ülkemizin bütünlüğü hem üniter devlet yapısı hem kuvvetler ayrılığı ilkesinin de ortadan kalkması nedeniyle Eğitim-İş Sendikası üyeleri olarak hayır oyu vereceğiz" dedi.
Balık, Eğitim-İş'in bağlı olduğu Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun da hayır oyu vereceğini daha önce açıkladığını sözlerine ekledi.
Yeni sistemle birlikte 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun kaldırılacağını, yeni personel sistemi getirileceğini, eğitim, sağlık ve güvenliğin yerel yönetimlere bırakılmasının da eğitimin siyasallaşması başta olmak üzere bir çok sakıncayı beraberinde getireceğini savunan Balık, bu nedenle eğitim çalışanlarının referandumda 'hayır' oyu vereceğini söyledi.
"ÖĞRETMEN ATANMAYACAK, ALINACAK"
Balık, referandumda neden 'hayır' oyu vereceklerini şu sözlerle açıkladı:"Cumhurbaşkanı ve Başbakan defalarca 657 Sayılı Devlet Memuru Kanunu'nu kaldıracaklarını, yerine yeni devlet personel sistemini getireceklerini belirtti. Bu şu demek; Bundan sonra 'devlet memuru' diye bir sistem kalmayacak. Tamamen sözleşmeli sistemle çalışacağız ve devlet memurlarının, eğitim çalışanlarının iş güvencesi kalmayacak. En son Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 98 bin 600 öğretmen ihtiyacı olduğu belirtilmesine rağmen, 20 bin öğretmen alınacağı açıklandı. Eskiden 'öğretmen ataması yapılacak' denirdi. Ama şimdi 'öğretmen alınacak' deniyor. Bunun farkı da şu; 20 bin sözleşmeli öğretmen alınacak. Alınacak öğretmen sayısının üç katı kadar öğretmen adayını mülakata davet ediyorlar. 20 bin öğretmeni almak için 60 bin gence umut veriyorlar. Mülakatın sonuçları zaten yapılmadan belli. Mülakat dediğiniz zaman adam kayırma, iltimas, yandaş gibi kelimeleri yanyana sıralayabilirsiniz. Hükümetin bu öğretmen alımında uyguladığı sistemi kesinlikle gayri ahlaki buluyoruz ve protesto ediyoruz. Hükümet aynı sistemi yandaş yönetici atamasında da kullandı. Mülakatla yönetici atadı. Şimdi de mülakatla öğretmen alacaklar. Bu cumhuriyetin öğretmenlerini, kamu çalışanlarını onursuzlaştırma girişimidir. Hükümet bu sistemi acilen kaldırmalı ve sınavı kazanan öğretmen adayları puanlarına göre atanmalıdır."
"EĞİTİM SİYASALLAŞACAK"
657 Sayılı Devlet Memuru Kanunu'nun kaldırılması ile birlikte eğitim, sağlık, güvenliğin milli eğitim, sağlık ve emniyet teşkilatının yerel yönetimlere bırakılmasına da 'hayır' dediklerini vurgulayan Balık, "Referandum gerçekleştirilir ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi kabul edilirse sağlık, eğitim ve güvenlik alanındaki kamu çalışanları yerel yönetimlere bağlanacak. Bu da eğitimde milliliğin kaldırılıp, yerel eğitim bakanlıklarının kurulması anlamına geliyor. Biliyorsunuz hükümet yeni büyükşehirler ilan edeceğini açıkladı.
Eğitimi, sağlığı, güvenliği de büyükşehirlere bağladıktan sonra zaten Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğünden, üniter devlet yapısından bahsedilemeyecek. Her belediye kendi etnik yapısına göre, kendi dinsel yapısına göre dersleri de çeşitlendirecek, önceliklerini farklı hale getirecek. Eğitim siyasallaştığı zaman her belediye başkanı bir siyasi partinin uzantısı olduğuna göre, kendi yandaşları ya da kendine oy verenlerle çalışacaktır. Bu da kamu çalışanı kıyımını getirecektir. Dolayısıyla hem 657'nin kaldırılması hem sözleşmeli personele geçilmesi, hem ülkemizin bütünlüğü hem üniter devlet yapısı hem kuvvetler ayrılığı ilkesinin de ortadan kalkması nedeniyle Eğitim-İş Sendikası üyeleri olarak hayır oyu vereceğiz" dedi.
Balık, Eğitim-İş'in bağlı olduğu Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun da hayır oyu vereceğini daha önce açıkladığını sözlerine ekledi.