Türk Sağlık-Sen, polisin gözaltına alması sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden 82 yaşındaki Yusuf Topal'ın yatalak eşine ilaç yazmayan hekimin, açığa alınmasına tepki gösterdi
Giresun’da 82 yaşındaki Yusuf Topal'ın yatalak eşinin evde bakım hizmeti alması ve ilaçlarının temini için gittiği sağlık ocağında tartıştığı doktorun 'beyaz kod' vermesi üzerine gelen polislerin biber gazı sıkıp, ters kelepçe taktığı sırada kalp krizi geçirmesini ardından, doktorun açığa alınmasına tepki geldi.
Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Kararman, sağlık çalışanlarına şiddetin meşru, şiddeti uygulayanların ise mağdur gibi kamuoyuna sunulduğu tuhaf bir dönem yaşadıklarını kaydetti.
“Beyaz kod verdiği için mi suçludur”
Aile hekiminin mevzuatı uyguladığı için açığa alınmasına tepki gösteren Kararman, “Bu üzücü olayda Aile hekimin açığa alınmasına kamuoyunda geniş yer verilerek sanki toplumsal vicdan aile hekiminin açığa alınması ile tamir ediliyormuş gibi bir hava oluşturulmuştur. Dini adalet olan hukuk devletinin aile hekiminin sadece mevzuatı uyguladığı için yapılan açığa alma işlemi neyin nesidir? Devletin kendisine çizdiği sınırlarda görevini yerine getirip hastayı görmeden ilaç yazmadığı ve bunun sonucunda yaşanan olaylar nedeniyle beyaz kod verdiği için mi suçludur” dedi.
“Hangi sakıncalı hal görüldü”
Mevzuata göre; açığa almanın, devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde görevi başında kalmasında sakınca görülecek devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbir olduğuna vurgu yapan Kararman, “Doktorumuzun görevden alınması ile görevi başında kalmasında hangi sakıncalı hal görülmüştür bunun da izah edilmesinde zaruret vardır. Kısacası toplumsal bir hassasiyet oluştu, olayın uzağında, yakınında ki varsa açığa alalım mantığı ile devlet kurumları hareket edemez” diye konuştu.
“Sağlık çalışanlarını kimsenin keyfine kurban etmeyiz”
Kararman açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Beyaz kod veren açığa alınıp, doktoru kaldırım taşıyla darp edenlerin mazlum olduğunu ilan edilirse sağlıkta şiddetin bırakın önlenmeyi bizzat devlet ve kamuoyu tarafından teşvik edilmesi gibi bir durum ortaya çıkmaktadır. Meseleleri gerçekliğinden kopartıp dramatize ederek topluma sunmak yanlıştır. Bunda hem devlet hem medya hem de vatandaşlarımız hassas olmalıdır. Herkesi sosyal medya ile yorumculuğa ve haberciliğe adım attığı şu çağda sağlık çalışanlarının kimsenin keyfine kurban ettirmeyiz.”