Türk Eğitim-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanlığı, öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına karşı şiddet olaylarına dikkat çekmek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mektup gönderdi.
Türk Eğitim Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanlığı yaptığı açıklamada, öğretmene yönelik şiddet olaylarının artarak devam ettiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’on eğitim çalışanlarına yönelik şiddet konusunda gerekli adımların atılması için irade ortaya koymasını istedi. 81 ilde eş zamanlı olarak yapılan açıklamayı okuyan Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Haydar Urfalı, sendika tarafından geçen yıl yapılan anket çalışmasında eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin yüzde 67 oranında öğrenci ya da öğrenci velisi tarafından gerçekleştirildiği sonucuna vardıklarını söyleyerek eğitimde artan şiddet olaylarının öğretmenler ve eğitim çalışanlarının moral motivasyonlarını olumsuz etkilediğini kaydetti.
“Şiddet uygulayanın yüzde 67’si öğrenci ya da veli…”
Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında inanılmaz bir artış yaşandığına vurgu yapan Urfalı, “Şu bir gerçektir ki, eğitim çalışanlarına yönelik şiddet meselesi, hali hazırda eğitim hayatımızın öncelikli ve önemli sorunlarından birisi haline gelmiştir. Gün geçmiyor ki, öğretmene dönük bir şiddet hadisesine dair bir haber medyaya yansımamış olsun. Sözlü ya da fiziksel şiddete maruz kalan, darp edilen ve hatta canına kast edilen öğretmenlerimiz yüreklerimizi dağlamaktadır. Durumun can atıcı bir diğer tarafı da öğretmenlerimize yönelik gerçekleşen şiddet vakalarının failleri, büyük oranda öğrenci ya da öğrenci velisidir. Sendikamızın geçen yıl gerçekleştirdiği bir anket çalışması göstermiştir ki, eğitim çalışanlarına şiddet uygulayanların yüzde 67’si öğrenci ya da öğrenci velileridir. Bu, üzerinde önemle ve uzun uzun düşünülmesi gereken bir noktadır. Dün, canından parçasını yani evladını okula getirirken “Eti senin kemiği benim” teslimiyetiyle ve muteber bir tutumla öğretmene yaklaşan bu toplum, ne zaman ve nasıl bu duruma gelmiştir? İşte problemin çözülmesi gereken asıl düğümü buradadır. Artan şiddet olayları, eğitim çalışanlarında can güvenliği endişesine dahi yol açmakta ve motivasyonlarını olumsuz etkileyecek ölçüde tedirgin etmektedir. Yani şu gözden kaçırılmamalıdır ki; öğretmene şiddet, sadece adli boyutu olan bir sosyal problem değil, aynı zamanda bir eğitim sorunu halini almıştır” dedi:
“Öğretmenlik mesleğinin itibarını artırıcı tedbirler alınmalı”
Öğretmenlik mesleğinin toplumda itibar kaybettiğini savunan Urfalı, “Sanırım herkes kabul eder ki, öğretmenlere yönelik şiddet hadiselerinin artış göstermesinin nedenlerinin başında, öğretmenin itibarının rencide edilmiş olması gelmektedir. “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” şuuruyla yoğrulmuş bir medeniyet ikliminde, öğretmenler bu kadar kolay hakaret edilebilen ve her önüne gelenin şiddet uygulayabildiği kimseler olmamalıdır. Dolayısıyla bu noktada atılacak ilk adım öğretmenlik mesleğinin itibarını artırıcı tedbirleri almaktır. Bu amaç doğrultusunda yapılacak yasal düzenlemelerin yanı sıra, başta yöneticiler olmak üzere toplum kanaatini yönlendiren herkesin bu yüksek sorumluluk duygusuyla öğretmenlerimize yönelik söylem ve tutumlarına dikkat etmeleri gerekmektedir” diye konuştu.
“Güvenlik tedbirleri yetersiz”
Güvenlik tedbirleri ve hizmetlerinin yetersiz olduğuna işaret eden Urfalı, okulların çok büyük kısmında yeterli güvenlik tedbirlerinin alınmadığını, ‘Kent Güvenlik Yönetim Sistemine’ entegre kamera imkanlarının bulunmadığını, hatta bir çok okulda güvenlik hizmetinin sadece nöbetçi öğretmen eliyle sağlanmaya çalışıldığını söyledi.
“Türk Ceza Kanunu’nun 112 inci maddesinde düzenleme yapılmalı”
Eğitim çalışanlarının can güvenliğinin sağlanması için yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirten Urfalı, şunları kaydetti: “Türk Ceza Kanunu’nun 112 inci maddesinde düzenleme yapılmalı, şiddeti önleyici tedbirler ve caydırıcı müeyyidelerin getirilmesi sağlanarak eğitim çalışanlarının güvenlik içinde çalışması yasal koruma altına alınmalıdır. Ayrıca bu düzenlemeyle, eğitimcilere şiddet uygulandığında bir şikâyete bağlı kalmaksızın, fail hakkında kamu davası açılması ve en ağır cezai müeyyidelerin uygulanmasını talep ediyoruz. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddete asla müsamaha gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve kamu sağlığını bozduğu için de ayrıca cezalandırılacağı bilincinin oluşturulması, önleyicilik açısından önemli bir adım olacaktır.”