Töre ve Ayyıldız ne yapmak istiyor?

Çocukların Allah ile kurduğu bağa dikkat ettiniz mi bilmiyorum. Ben dikkat etmeye çalışıyorum. Bu bağa bilerek ya da bilmeyerek günlük hayatın kirine bulaşmış hiç bir kulun girmesinden yana olmadım. O ellerin gelecekte çocuklardaki inancı törpülemesinden; demek ki inanarak da yalan atılabiliyormuş, inanarak da yalakalık yapılabiliyormuş, inanarak da adam öldürülüp, hırsızlık yapıp, kul hakkı yenebiliyormuş, haraç alınıp, iftira atılabiliyormuş dememesi adına ciddi bir şekilde hassasiyet gösterilmesinden yanayım.

Allah’ı aramak için en ideal çağlarında olan çocukların Allah’ı bulduklarını düşünen zevat tarafından önceden çizilmiş yollara sevk edilmesinden yana değilim.

Bu nedenle dinin, psikoloji ve felsefe ile birlikte ciddi bir ahlaki eğitim ile donatılarak çocuklara sunulması gerektiğine inanıyorum. Uyarayım, politik gerekçeler ve izzet ikbal gözetilerek din eğitimine ilişkin atılacak her adım, çocuklarda ciddi bir kopuşa neden olabileceği gibi, psikolojik sorunlara da sebebiyet verebilir.

Nitekim seçim sonrası alel acele Eskişehir’deki okullara imamların gönderilmesini iktidar açısından politik kaygıları, bu protokolü imzalayanlar açısından ikbal kaygıları taşıdığını düşünüyorum. Anlayacağız, politik kaygılar ile izzet, ikbal ve beklentilerin yarıştığı bu arenada çocuklar maalesef yok. Çocukların olmadığı gibi demokratik bir ülkeye yakışmayacak bir dayatma ve eğitimin kaldıramayacağı bir vulgarlık söz konusu.

İşin özünde çocuklar, dini eğitimi din kültürü hocalarından ahlak bilgileri eşliğinde eksik de olsa alıyorlardı. Bu eksiğin 3 kulhu bir elham ile doldurulabileceği düşünülmüş olacak ki, okullara imamlar gönderilmeye başlandı. Bir dönem vatandaşlığı askerler ile öğretmek isteyen zihniyet, bu kez başka bir kılıkla maneviyatı imamlardan öğreneceğimizi düşünüyor. Oysaki hem askerlik, hem imamlık eğitimden çok başka bir alanda icra edilen meslekler.

Yazık, önceleri dinin hatta tüm dinlerin çocuklar tarafından öğrenilmesi gerektiğini düşünen ben, şimdi öncelikli görev olarak dinin biri ya da birilerinin elinden kurtulması gerektiğini düşünüyorum.

Hiç de öyle laiklik elden gideyeah değil, yozlaşmamak adına. Cami cemaati yaratacağız diye toplumu ortadan kaldırmaya yönelik atılan bu adımın bir an önce kaldırılması gerekiyor. Bu görev öyle birkaç sendikaya, beyaz Türk, laiklik hezeyanları yaşayanlara değil, tüm topluma aittir. Örneğin AK Parti İl Başkanı Süleyman Reyhan bir eğitimci. Kaç kez okullarındaki öğrencileri maneviyat eğitimi alsın diye imamları derse sokmuştur. Veya bu uygulamanın faydalı olup olmayacağı ile ilgili ne düşünüyordur.

Nerden bakarsan bak eğitim adına hiçbir faydanın gözetilmediği aşikar.

O halde amaç ne?