SONER UÇAK YAZDI...
1990 yılında Ahmet Kaya’nın sevgi duvarı isimli kasedinin a yüzünün dördüncü parçası kendine iyi bak beni düşünme su akar yatağını bulur diye sesleniyordu.
30 yılı aşkın bir süre sonra bir kez daha kendisine iyi bakmak ile görevli bireylerden oluşan bir toplum var karşımızda.
Gemisini kurtaran kaptanlar başkalarının gemilerine kafa yormalarının nerdeyse imkansız hale geldiği bir atomize tayfalar toplumu olduk ya da olacağız.
Hiç akarı olmayan bu durgun suda gemi edebiyatı yaparak filikalarına atlayıp kaçanları YAHUT KAÇIRANLARI da görmüyor değil gözlerimiz.
Su akmıyor. Yatağını bulması da çok zor. Biriken damlaların bendi aşıp bir sele dönmesi ise oldukça muhtemel.
Selin bizlerin önüne ne katacağı ise yaşananlardan, olup bitenlerden oldukça aşikar haddizatında.
“Müsilaj” derler bir azılı kirlenme.
Akmayan suyun yatağını bulmasını beklerken, başımıza bela bu müsilajdan kurtulmak oldukça zor.
Hepimiz aynı gemideyiz ve su kirli…
Nihayetinde kaçıp gidecekler o fareler zannedilir hep, ancak Ece Ayhan’ın dediği gibi aslında gemidir terk eden, fareleri…
Aynı kasetin B yüzü; hep sonradan gelir aklım başıma hep sonradan sonradan…