Saadet Parti Eskişehir İl Başkan Yardımcısı Kadir Ateş, “İnsanlarımızın 5-10 bin lira kira ödediği, en az 2-3 milyon ödeyip satın aldığı evlerinin adeta kendilerine mezar olduğu bu çarpık sistemin sorumluları kimlerdir Allah aşkına! Her şeyin ama her şeyin pahalı olduğu ülkemizde, insan canı neden bu kadar ucuz? Anlamak mümkün değil!” dedi.
Saadet Parti İl Başkan Yardımcısı Kadir Ateş haftalık olağan basın toplantısında deprem konusunda gerekli önlemlerin alınmadığını belirterek, “Bu bölgede, tarihi tam olarak bilinmese de, tahmini olarak beklenen bir deprem konusunda onlarca uzman, yüzlerce kez uyarmıştı. Yapılması gereken hazırlıklar hususunda belki binlerce rapor hazırlanmış; Allah aşkına hangisi dikkate alındı? Depreme hazırlık konusunda neler yapıldı, daha doğrusu neler yapılmadı? Bunları sormak her bir vatandaşımızın hakkı olduğu gibi, biz muhalefet partilerinin de sorumluluğudur; bunlara cevap vermek ise iktidardakilerin görevidir!” dedi.
Her şeyin pahalı olduğu ülkemizde insan canı neden bu kadar ucuz
Ateş açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Bugüne dek Türkiye genelinde; kaç bina kontrol edilmiş, kaçında hasar tespit edilmiş ve bu tespit edilenlerin kaçı için işlem yapılmıştır? İnsanlarımızın 5-10 bin lira kira ödediği, en az 2-3 milyon ödeyip satın aldığı evlerinin adeta kendilerine mezar olduğu bu çarpık sistemin sorumluları kimlerdir Allah aşkına! Her şeyin ama her şeyin pahalı olduğu ülkemizde, insan canı neden bu kadar ucuz? Anlamak mümkün değil!
Üniversiteler derhal açılmalıdır
Binlerce canın kaybedildiği, on binlerce yaralının olduğu ve milyarlarca lira da maddi kayıp yaşandığı. Hâlâ enkaz altında olan belki binlerce insanın olduğu, bu kışta soğukta üşüyen, günlerdir bir çadır bekleyen vatandaşların varlığından haberdarız. Yakınlarını, evini, barkını, her şeyini kaybetmiş insanlarımız olduğunu beliyoruz. Ciddi bir sınavla, oldukça kritik bir süreçle karşı karşıyayız. Bugüne kadarki yanlış anlayışla, süregelen bu çarpık zihniyetle bunun altından kalkmamız mümkün değildir! Düşünün ki, akıllarına ilk gelen şey okulları kapatmak! Onlarca alternatif arasından yine en yanlış kararı nasıl aldılar anlamak mümkün değil! Neden her seferinde ilk vazgeçilen şey eğitim oluyor, neden sürekli aynı hatalar tekrar ediliyor? Bu yanlış karardan 2 ay sonra dönmek bir şey ifade etmez; hemen bu yanlıştan vazgeçilmeli, üniversiteler derhal yüz yüze eğitime başlamalıdır. Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu’nun ifadelerine yer vermek istiyorum. “ Her zaman olduğu gibi bu süreçte de yine hep aynı yanlışların tekrar edildiğini, tek tek kişi ve olaylara odaklanmak yerine temel ve sistemik nedenlere odaklanılması gerekli. Kalkınmayı sadece ve sürekli betona yatırım yapmak zanneden anlayışın değiştirilmesinin bir zorunluluk. Şehirlerimizi ‘apartman ve gökdelen tarlalarına’ dönüştüren zihniyeti sorgulamak mecburiyetindeyiz. Hata vardır, özür dilenir. İhmal vardır, istifa edilir. Kasıt vardır, hesap sorulur. Zihniyetlerle ise topyekûn mücadele edilir! Anlaşıldı ki, ‘ihanet edilen’ sadece İstanbul değilmiş! Biliyoruz ki, ‘Hükümet, neden geç ve yetersiz kaldı?’ cümlesi bu depremde vatandaşlarımızın en çok sorduğu sorudur. Öyleyse tüm bunları konuşacağız. Somut adımlar atacağız. Hep birlikte bu zihniyeti değiştireceğiz!” Saadet Partisi olarak hem de Millet İttifakı olarak bu süreci an be an takip ediyoruz. ‘Kentleşme’ ve ‘Afet Yönetimi’ ortak mutabakat metinlerimiz çerçevesinde; hem afetlere karşı tüm hazırlıklarımızı tamamlayacak hem de atılması gereken adımları bir bir atacağız.
Acı ve kayıpların çok büyük
Yitip giden canlarımızın telafisi mümkün değil. Ancak geride kalanlar için ve bir daha böylesine acılar yaşamamak için omuzlarımızdaki sorumlulukların farkında olmalıyız! Bu çerçevede; zincirin tüm halkalarından hesabını sormak, önümüzdeki dönemde işimizi düzgün yapmak ve “yaşanabilir şehirler” inşa etmek boynumuzun borcudur. 85 milyonun “insanca yaşam” standartlarına kavuştuğu bir Türkiye’yi inşa etmek boynumuzun borcudur. Ahdimiz var! Biz, aç ve açıkta tek bir insanımızı dahi bırakmayacağız. Maddi ve manevi tüm yaralarımızı hep birlikte saracağız. Şu 20 günlük süreçte millet olarak gösterdiğimiz muazzam dayanışmayı önümüzdeki dönemde de gösterecek ve Allah’ın izniyle bu zorlu süreci de hep birlikte aşacağız. Allah yâr ve yardımcımız olsun, işlerimizi kolay kılsın, beterinden muhafaza eylesin inşallah.”