SONER UÇAK YAZDI...
Yerli ve milli otomobil hala tartışılıyor. Kimileri projenin hayata geçemeyeceğini belirtiyor. Kimileri ise hayata geçse dahi ekonomik olarak rantabl olmayacağından. Daha öncelikli sorunlar olduğunu belirtenler de gırla.
Projeye inananlarda da tam tersini söyleyerek karşılarını dikiliyor. Ülkenin genel ruh hali yerli otomobil konusunda da aynı anlayacağınız.
Projeyi eleştirenlerin niye eleştirdiği, projeyi savunanların ise niçin savunduklarından mevzu bile değil. Herkes bir diğerinin hangi cephede durduğuna bakıyor. Durulan yer söylenen sözlerden kıymetli.
Eskişehir’e bakalım isterseniz.
Bizim okkalı kurumlarımızdan ESO ve EOSB hemen destek mesajı açıkladılar.
Projenin içeriği ve ne gibi bir zemin üzerine oturduğu konusunda fikir sahibi olmamaları halinde böyle bir açıklama yapmayacaklarını tahmin ediyorum.
Öyle ya; sırf iktidara hoş görünme adına sanayicilerin aklını teslim etmeleri beklenemez.
En azından beklenmemeli.
EOSB otomobilden satın alarak destek koyacak.
Oysaki EOSB’nin çok daha fazla katkı sunacağı aşikar.
Hatırlayalım.
Çok uzağa gitmemize gerek yok.
ESO seçim sürecinde EOSB Başkanı Nadir Küpeli ülkeyi şoke edecek açıklamalarda bulundu ya!
Ülke nedense pek şok olmadı.
Hatta şehrin bile şaşırmadığını söyleyebilirim.
Küpeli o günlerde ne demişti?
Yerli araba üretim sürecine başladıklarını belirtmiş ve şöyle kulağa hoş gelen sözler sarf etmişti:
“İki otomobili biz yapalım dedim. Eskişehir’de yapalım. Bunların çalışmaları yapıldı. Resimleri çizildi, ileri gittik biraz daha. Öyle oturduğumuz yerde bir şey yok. Bunu şu ana kadar kimseyle paylaşmadım. Size kısmet oldu. O işle ilgili çalışıyoruz. Teknolojik olarak neler yapacağımız da ortaya çıktı. Basit bir araç falan olmasın, kesinlikle. Eskiden sağ aynasının lüks olduğu, ekstra olduğu araçları biliriz değil mi? Oturduğumuz koltuklarda kafalık yoktu. Böyle bir şey yok. Bir fren, bir gaz pedalı ve bir direksiyon ile olmayacak bu işler. Bugün sizin en donanımlı aracınızda ne varsa bizim aracımızda asgari onlar olacak. Asgari diyorum, fazlası var. Yazılımları falan yapılıyor. Kısmet olursa 29 Ekim’de kullandıracağız.
Böyle iddialı bir giriş ardından aracın bazı teknik özelliklerini anlatan Küpeli “Bizim aracımızı isteseniz de deviremeyeceksiniz. İddia ediyorum. Teknolojik olarak böyle yapıyoruz. İsteseniz de öndeki araca çarpamayacaksınız. 20-21 arası bir vitesle çalışacak. Şu anda dünyada böyle bir şey yok.” Düşünsenize arabanızı devirmek istiyorsunuz, ama o size müsaade etmiyor. Akıllı teknoloji dedikleri bu olsa gerek. Küpeli’nin yerli arabası ile ilgili olarak söylediklerinin tamamını buraya koyuyorum okuyabilirsiniz.
http://www.anadolugazetesi.com/eskisehir-yerli-otomobil-yapmaya-basladi-77749.html
Ben konuya geri dönüyorum.
Yerli otomobil Eskişehir’de yapılmadı diye ağlanıp dövünüyoruz.
“Yerli araba yapılır mı yapılmaz mı?” diye tartışıp duruyoruz.
Onca tartışmanın arasında bizim babayiğidin adı bile anılmadı.
Hiç söz dahi etmiyoruz.
Hadi, Eskişehir’e yerli otomobil üretimini vermediniz anladık, Nadir Küpeli’den ne istediniz.
Hiç olmazsa yapılan çalışmaları alıp bir değerlendirme zahmetinde bulunabilirdiniz.
Başkan Nadir Küpeli’ye de birkaç kelam etmeden olmaz elbette.
Siz ki onca çalışma yapmışsınız yerli otomobil konusunda.
Projeye dair birkaç kelam etmek varken, sadece siparişle destek olmak biraz basite kaçmadı mı?