Pınar Turhanoğlu Gücüyener ve utanma hakkı üzreine
Soner Uçak yazdı....
Utanmak başlı başına bir haktır.
Velakin, hukuk ders kitaplarında yazmamaktadır.
Bazı durumlar vardır savunmak ya da savunmamak değil, utanmak veya utanmamak üzerinden düşünülür ya da düşünülmelidir.
Mesela; yurttaş ev kirası ödeyemezken sarayı savunmak zorunda kalabilirsin.
Söz savunmanın değildir aslında.
Ciddi bir utanma ya da utanmama meselesidir.
Eskiden “taş gibi adamsın çalış” denerek utanmaya davet edilirdik örneğin, şimdi makarna ve kömüre ulaşıyoruz diye seviniyoruz .
Hak gasptır bir yerde. Utanma hakkımız elimizden alınmıştır.
Hak etmediğin her koltuk vicdanını kanatırdı. Konu komşu ayıplar, mümkün olduğu kadar duyurmazdın.
Şimdi bir uyanıklık alameti sayılmaktadır. Uyandık! baktık utanmıyoruz!
Mesela; çocuğu ölmüş bir anneyi meydanlarda yuhalatmak utanma hakkını fazlasıyla kullanmayı gerektirir.
Ancak siyasi zafer için kullanmaktan imtina edilir.
40 gün televizyonu açmazdık nitekim, üzülmesek bile utandığımızdandı. Toplum üzülmeyişimizi ayıplardı.
Utanma listemizde, utanmama nedenlerimiz de uzar gider.
Fazla uzatıp utandırmayalım kendimiz...
...Geçtiğimiz günlerde Ahmet Namık Akdoğan utanılacak bir kaç söz etmiş.
Sadece yüzümüz kızarmadı, vicdanımızda kanadı.
İşin teknik tarafı bir yana, bu toplumun bir çocuğun zamansız ölümünden utanması gerektiğinin refleksi ile bir kaç arkadaşımız haberleştirmiş.
Üzerinde tepinmek elbette başka bir utanma vesilesidir.
Ancak; güzel olan Akdoğan’ın utanıp özür dilemesidir.
En insani haklardan biri olan utanma hakkından feragat etmemesidir.
Bu insani davranışa itiraz etmiş Gücüyener, kamu yararı falan yokmuş bu haberde.
Kamunun kalmayışını dert etmeden üstelik.
Üniversitede bir hocamdan mülhem “en çok ders verilen kişidir gazeteci, üstelik gazetecilik üzerine”
Utanma hakkından feragat edenlerin, utanma hakkını kullanmaya itirazıdır Gücüyener’inki.
Çakırözer’e cevap verdiği metinde de görüyoruz nitekim.
Doğalgazı kesilmiş vatandaşlar üzerine yaptığı açıklamayla, rakamların yanlışlığından söz etmiş.
Çakırözer’i doğruları söylemeye davet etmiş.
Oysa ki; bu kış gününde değil yüzde bilmem kaç, 80 milyonda bir kişinin doğalgazı bile kesilmişse utanma hakkımızı kullanmamız gerekmez miydi?
