Soner Uçak yazdı....
Reysaş tarafından işten atılan işçiler, bir kez daha seslerini duyurmak için bir araya geldiler.
Muttalıp’ın geniş düzlüklerinin, buz gibi havasında seslenmişlerdi.
Zahir seslerini duyan olmadı.
Bu kez şehir merkezindeki aynı şirkete ait bir otelin önünde seslenelim dediler besbelli.
Bana kalırsa, onların seslerini işitecek kulak yok ama, nafile uğraşlarını sürdürüyorlar garibanlar.
Emniyet yetkilileri bu durumdan rahatsız olmuş olacaklar ki; basın açıklaması için toplanan işçi ve yakınlarına “otele saldırırsınız” demeye getiriyorlar işi.
İşçi ve yakınları “Arayın üstümüzü” diyorlar, “Anayasal hakkımızı kullanıp bir basın açıklaması yapalım” diyorlar ne diyorlarsa olmuyor, hedefledikleri yere ulaşamıyorlar.
Bakın bu 15 kişi ne yapıyor biliyor musunuz aslında?
Hepimize bir ahlak dersi veriyorlar öncelikle.
“Anayasal hak” diyorlar mesela,
Halen sorumlu vatandaşların yaşadığı bir ülkede yaşamanın güvenini telkin ediyorlar bizlere.
Haklı olmalarında mütevellit, bir şeylerde ayak diremenin meşruluğunu ve korkutuculuğunu gösteriyorlar.
Üfürükten bir helalleşme için yolların kapanabileceğini, ama işini geri almak adına yapılacak bir basın açıklamasına dahi izin verilemeyeceğini sokuyorlar o zehir o zıkkım kafamıza.
Ve ne yazık ki; ne kadar haklı olursanız olun, sesinizi duyuramayacağınızı da sokuyorlar gözlerimizin içine.
Bir şeyler etrafında sım sıkı kenetlenme maharetine sahip bir şehir de yaşıyorsanız şayet, en azından şuna güvenmek gibi bir lüksünüz oluyor: Kenetleniriz arkadaş…
Hani o öldü bitti denen kulüpten bir türlü ümidi kesmeyenlerin oluşturduğu o muazzam güç…
Bana kalırsa ekmekleri için, belki de çocukları çolukları için veya sadece yapılan bir haksızlığa karşı tutan Anadolu çocuğunun inadına hürmeten, 70 küsur gündür bana mısın demeden mücadele eden o 15 kişi çevrelerinde kenetlenmeyi çoktan hak ediyorlar
Sizce de öyle değil mi?