Nebi Hatipoğlu kazanabilir mi?

Sandıkların önümüze konmasına kısa bir süre kala mütemadiyen seçim tahminleri, anketler, falancanın hesabı, filancanın kitabı ile daha fazla karşılaşıyoruz.

Artık, kamuoyu için rakamlar, kimin ne söylediğinden, nerede durduğundan, siyasette ve Eskişehir’de nereyi işgal ettiğinden daha önemli.

Geçtiğimiz gün yapılan ankette 2 puan fark ile önde olan Nebi Hatipoğlu şürekâsı bu anket sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.

Seçimin son düzlüğünde moral ve motivasyon açısından önemli elbette.

 Ancak yine de; ben şahsi fikrimi ve hesabımı ortaya koyarak Hatipoğlu’nun sandıktan nasıl bir sonuçla çıkacağını yönünde tahmin de bulunmak istiyorum.

Geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın mitinginde protesto da bulunan 50 kişi gözaltına alındı.

Üstelik Miting Konya’daydı.

AK Parti’nin İsrail politikası kendi tabanında ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumda.

Ülke vatandaşının tamamını ilgilendiren ekonomik sorunlar, şehir sorunlarının gerisinde kalmak bir yana neredeyse şehirlerin kendine has sorunlarını vatandaşa unutturmuş durumda.

Gıda enflasyonu katlanılabilir olmaktan her geçen gün daha da uzaklaşıyor.

Ülkedeki tüm belediye başkan adayları vaatleri arasına yoksullukla mücadeleyi birinci sıraya  ya koyuyor, ya da kendisini koymak zorunda hissediyor.

Konut sorunu desen evlere şenlik.

Vatandaşın ev alma hayali de, umudu da kalmadı.

 Anlı şanlı TOKİ’nin yapamadığını belediye başkanları görev edinmiş adeta.

Emekliler, işsizler, gelir adaletsizliği...

Bu ve benzeri pek çok konu AK Parti’nin seçime gittiğimiz süreçte ciddi yükleri.

Hatipoğlu özeline gelirsek,

Hatipoğlu, rakibi Ayşe Ünlüce’yi bir Yılmaz Büyükerşen devamı olarak görürken, kendisinin 25 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti’nin adayı olduğunu unutuyor.

Ayşe Ünlüce’yi geçmiş dönem belediyecilikte yapılan, yapılamayan, eksik bırakılan her şeyden sorumlu tutarken, kendisini hükümettin çıkmadığı tartıda tartıyor.

Bir başka boyuttan bakarsak; Hatipoğlu’nun bu pencereden bakması gayet doğal.

AK Parti’nin Eskişehir’deki geçmişinde hiç izi olmayan Hatipoğlu, tepeden inerek, tarlada izi olmadan büyükşehirde yüzü olan bir kişi olarak karşımızda.

AK Parti’nin katı disiplini göz önüne alındığında bu durum teşkilat yapılanmasında bir sıkıntı doğurmayabilir.

 Ancak, tabandan nasıl bir karşılık bulacağı bence soru işareti olarak bir kenarda kalmalı.

 Üstelik İYİ Parti Milletvekili adayı iken şimdiki destekçisi MHP’nin de Hatipoğlu ile ilgili olarak oldukça ağır eleştirileri henüz unutulmadı.

Yani; Hatipoğlu hem rakipleriyle mücadele ederken, hem de Cumhur İttifakı’nın tam desteğini almak gibi zorlu bir uğraşın için de bana kalırsa.

 Ancak bu durumun ne denli farkındadır bilemiyorum.

Öte yandan İYİ Parti seçmenlerinin en büyük motivasyonları ise Hatipoğlu’na seçimi kaybettirmek yönünde.

Hatipoğlu tüm bu engelleri aşabilir mi?

Meslektaşlarımda dahil, bazı siyasetin gediklileri tüm bu sorunları işaret etmem halinde, Hatipoğlu’nun maddi gücünü işaret ediyorlar.

Tüm Avrupa’yı fethe kalkan Napolyon için süngüler neyse Hatipoğlu için de maddi güç o zannediyorum.

İYİ Parti’yi fethetmişti, AK Parti’yi fethetti.

 Bakalım Eskişehir’i fethedebilecek mi?

Burada seçmen davranışlarını iyi kestirmek gerekiyor. Son günlerde herkesin yaptığı bu sporda çok iddialı olmasam da, Hatipoğlu’nun 3-4 puanlık bir mağlubiyet alması Hatipoğlu için ciddi başarıdır derim.

Ancak, bu makul bir vatandaş aklı, duygusal seçmenin nasıl hareket edeceğini kestirmek zor.

Seçime kadar diğer adaylar ile ilgili tahminlerimi de yazacağım...