Soner Uçak yazdı...
Her biri veda edip gidiyor işte.
Uzaya çıkmaya bekleyen bir nesildik ya, toprağın altına gömülmek bir kol mesafesi.
Rakamlar, her gün yüzümüze yüzümüze vuruyor.
Bilim alabildiğine çaresiz, matematik ve istatistik ölülerimizle ziyadesiyle meşgul.
Çözüm üretemeyecek bir sorun gibi siyaset coşuyor ekranlarda.
Ekonomi desen “her şey çok değişecek” diyor da, neyin değişeceğinden bihaber.
Gazete manşetleri, televizyon ekranları tedbirli olmayı tembihliyor, korkutma marifetiyle.
"Tarih" dersen eh işte.
Dünü ıskalayanlarımız, bugünü yaşayamayanlarımız, falcılığa meyilli.
Geleceğe odaklanmış “acep ne olacak?” diye iki büklüm.
Bir kahve fincanı bile yok sehpasının üstünde.
Fakat yaşıyoruz.
O iç karartan gazete manşetlerinden, televizyon ekranlarında umut filizleniyor görebilenlere.
Başımıza taş yağmıyorsa, ve dönmekte bu denli inat ediyorsa dünya, sırf o umutların hatrınadır, bilin istedim.
Hastasını yaşatmak için bir bir giden doktorlar ve sağlıkçıların yüzü suyu hürmetine, yaşam bu denli direniyor.
Kolonyayı “daha fazla nasıl ittireyim” diyen var, “maskeyi 10 kat fazla satayım” diye çırpınan var da, eşe dosta yardıma koşanları hiç mi görmüyorsun?
Geçen bir fırıncı asmıs kapıya “ekmek sağlık çalışanlarına bedava”
Kriz kapıya dayandı ya işçinin 3 kuruşuna göz diken patron var da, işçiyi çıkarmamak için çırpınanı da gördük çok şükür.
Gırgıra şamataya yelken açanlarımız da mevcut, birkaç cümle ile hükümeti tiye alanlarımız da
Yine birkaç kelime ile muhalefete omuz atanlarımız.
Ve sokaklar insanlardan arınmış olabilir.
Bir yandan bakarsan korku filmi
Bir yandan bakarsan insanlık direniyor.
Benim gibisiniz pek çoğunuz, biliyorum.
Beyni bir sürü düşünce işgal ederken, kusacak kelimeler bulamıyorsunuz.
Şiir imdada yetişir.
Birden bire eğilip yavaşça fısıldar kulağına “yalnız görmek için mi beklenir güzel günler beklemekte güzel”
Savaş geldi; bir ülkeye sığdıramadık hayatı, deprem vurdu evlere sığdıramadık.
Azaldıkça değerlendiğinden midir?
Bu kez, hayatı evlere sığdırmak da kararlı görünüyoruz…
Sokaklar insansız, insanlar sokaksız.
Alabildiğine umutsuzluk bir yandan, bir yandan yeni yeni filizleniyor insanlık.
Şiir iyidir.
Evdeysen ve ve iflah olmaz bir umutsuzluk yokluyorsa yüreğini
Bir şaire yaslanacaksın.
Ve kulağına eğilip fısıldayacak;
“Biliyorum
şiirle şarkıyla olacak iş değil bu
dalda narı
tarlada ekini kızartmaz güvercinin gurultusu
ama yine de
dişler arasında bıçak gibi parlar kavgada
şiirin doğrultusu”