SONER UÇAK YAZDI....
Sosyal medyamın ilk göz ağrısı olmasından dolayı mıdır nedir bilinmez.
Facebook’tan başkasına bir türlü elim var mıyor?
Toplumsal mesajlarım, kişisel sorunlarım, arşiv tutamadığımdan facebookta sakladığım fotoğraflarım ile facebook’u besliyor, oradan da ciddi şekilde besleniyorum.
Ve elbette emojilerim.
Kahkaha emojisi, bayıldım emojisi…
Fakat, son zamanlarda elim hep o tek damla göz yaşı ile üzüntünün en şirinleştirilmiş haline uzanıyor.
Belki de artık masallar mutlu sonla bitmediği içindir.
Sevgilisini kesen biçen canavarların, abla kardeş, çoluk çocuk intiharları, damacanalardan çocuklarımıza terfi eden tecavüzcülerin kol gezdiği korkunç bir orman.
Ve, masallarımız kahramansız kalıyor.
Kötü kalpli cadı usulca, siyanürlü yumurtayı pencereden uzatmıştır belki de.
Hiçbir masalın kahramanı olamasa da illaki masallar dinlemişlerdir; Asgari ücretliler 2002 yılında 1750 tane yumurta alırken, şimdi 4 bin 375 tane yumurta alıyor"
Doğalgaz ve elektrik meselesi değil ya, hadi buradan da bir feryat yükseltelim.
Ne yazık ki; artık kibritler de ısıtmıyor.
Ispanağı yese temel reis hastanelik olacak üstelik.
Soğuk, sessiz ve en kötüsü de kimsesiz bir ülkede ancak dost olabilir kötü kalpli bir cadı .
Saat 12’yi belki de çoktan geçmiştir.
Tüm o güzellikler artık bir bal kabağı…
Çocuk büyütmekte telaşlıyız.
Bir an evvel büyüsün istiyoruz.
Çünkü onlara anlatacak masallarımızın kalmadığını biliyoruz.
Bak! Uykucu da terk etti işte.
Nasıl bir masal üflendiyse kulaklarımıza, biz hala uyuyoruz.