İYİ Parti Brezilya dizileri gibi...

İYİ Parti hazır bir kadro ile yola çıktı.

Kendi kadrolarını yaratamadan kendisini bir kitle partisine çevirmeyi denedi. CHP’nin, İYİ Parti’nin bu istek ve arzusuna destek vermesi ile karşımıza tam bir taktik partisi çıktı.

 Bu taktik, stratejiden uzak seçime yönelik oldu.

Kurumsal bir akıl yaratılamadı aksine duygusal tepkiler ile yol alındı.

Masadan oturup, kalkmalar ile dün parti üyesi olup ertesi gün milletvekili olunması aynı duygusal tepkilerin sonucuydu.  

Neye hizmet ettiği, neye inandığı, ne söylediği anlaşılamadı.

İYİ Parti’nin böyle bir isteği olmadığı gibi bu isteği hayata geçirebilecek aygıtlarının da olmadığını gördük ve görüyoruz.

 Aday listesinde en fazla iş adamı bulunduran parti görüntüsündeydi üstelik. Şimdi para tura ilişkileri ile en çok anılan parti.

Tesadüf değil, bir tercih.

 Fakat;  bu acı tesadüf karşısında herkesin aynı tepkiyi vermesini bekliyor ilginç bir şekilde.

Peki; bu ilginç tesadüf neden şehir semalarında bu denli dillendiriliyor.

 Çünkü, bugün ülke genelinde İYİ Parti’yi tartıştıran her neyse, bu şeyde  Eskişehir’in hatırı sayılır bir yeri var.

Hemen yanı başımızda olanları izledikçe insanın aklı karışıyor.

Kim kimle beraber, Maria kimi seviyor, Antonyo kime para verdi,  Alfonso nasıl intikam alacak... merakla bekliyoruz.

İYİ Parti politik tek bir yol açmazken, bir sonraki bölümü merakla beklenen bir diziyi sunuyor izleyicilerine.

Gündeme sık sık gelmesi bu nedenle.

 Politik ağırlığından değil, yarın ne olacağını merak ederek heyecanla izliyoruz İYİ parti'yi.

Gündeme belirlemeyip, gündemi işgal ediyor.

İşgal alanı genişledikçe fethettiği alanları bir bir terk ediyor.

Günün sonunda yarın İYİ Parti’de ne olacak ciddi bir merak konusu olmakla birlikte, ne olmayacağı hakkında kimsenin bir bilgisi olmadığı izlenimi veriyor.