banner536

İYİ-KÖTÜ…

Soner Uçak yazdı...

İYİ-KÖTÜ…
24 Aralık 2018 Pazartesi 11:34

Olmasını istediğimiz, canı gönülden dilediğimiz bir temenni “İyiler mutlaka kazanır…”

Sorgusuz sualsiz kendimizi yerleştirip, sonunda zaferin bize gelmesini beklediğimiz cephe…

Kötü; keskin hatları ile belirlenmiş itici bir insanlık haritası, ben orada gezinmiyorum diyenlerin adımladıkları bir coğrafya…

 Kimse bilerek, isteyerek o alana konut kurmaz elbette.

Beceriksizliği, çirkinliği, hainliği içine doldurduğumuz geniş bir çuval anlayacağınız…

***

Rahmetli Erol Taş kötü olduğu için hafızalarda yer edinmiyor örneğin.

Rolün hakkını verilmesi gerektiğini düşünen seyirci, sinemanın en kötüsünü, en iyi kötü oyuncu plaketi ile yerleştirmiyorlar mı hafızalarına.

Günümüz bebek yüzlü, acıya, mutluluğa aynı yüz ifadesi ile karşılık veren kötü oyuncuları hatırlayın.

***

İyilerin ve kötülerin üzerinde birleşemediği bir isim. Bir nevi arafta kalmış,  farklı ağızlardan bir kahraman, ya da bir diktatör olarak çıkan İngiliz Oliver Cromwell “Daha iyi olmaya çalışmayan, iyi olarak da kalamaz” diyerek, iyiyi bitmek bilmeyen bir mücadele alanı olarak tanımlıyor.

***

Hasılı kötü nettir, iyi muğlak…

Partinin tabelasında koskoca “İYİ” yazsa da fark etmiyor.

İYİ Parti İl Başkanı Ramis Tunca, çocuksu heyecanına yenik düşerek geçtiğimiz hafta gündemi işgal etti.

Kim bilir belki de “reklamın iyinin kötüsü olmaz” fikrindeydi.

Çocukta heyecan iyidir, siyasetçide fena.

***

Tabelasında “İYİ” yazan bir partinin, kötüden kaçmak isteyen insanlara gönderdiği davette, elçi olarak seçtiği insanda bu kadar kötü bir tercihte bulunması sizce de bir garabet değil mi?

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Hüseyin - 6 yıl önce
Madem cümleniZi soruyla bitirdiniz,işte cevap:Dünyanın en boktan şeyi, severek gönüllü olarak yaptığın bir şeyin zamanla görevin olarak görülmesi ve yapmadığında suçlu olman.Doğruları söylemek insanları neden bu kadar çok rahatsız ediyor anlamıyorum.Doğrucu olamıyacaksak ideallerimizi ve davamızı nasıl savunuruz? Her yerde var bu, iş yerinde, ailede, ilişkide,sivil toplum kuruluşunda,dernekte,vakıfta,partide. Bu yüzden insanlar zorunda kalmadıkça bi şey yapmamaya çalışıyor bi daha.Ama yılmak yok.Haklı olduğumuz konularda geri adım atmak yok.Herkes bunu böyle bilsin.Önce Ülkemizin ve toplumun menfaatlerini sonra şahsi menfaatlerimizi gözetecez.Koltuk sevdalıları ve haksızlık yapanlarda birgün ilahi adaletin girdabına girmiş olacaklar.Ama dürüst gazetecilik yapanları da biliyoruz.Taraf tutmadıkları için al aşağı yapılan veya hapis yatan.Dizinde tarafsız habercilik yaptığınıza inanmayı çok isterdim.