Soner Uçak yazdı...
İşin aslına bakarsanız her kesimden duymuştuk hain lafını.
Kanıksanmış artık.
Bir ara eline dolar alıp yakan vatandaşlar hainlerin inadına yakmamışlar mıydı doları?
Portakal suyunu sıkarak, dış düşmanların ve onların iç uzantılarının hainliklerine bağışıklık kazanma girişimlerimiz çok da uzak değil.
Fakat, zannediyorum hafızalarda en çok yer edinen; röportaj yaptığı sırada kendisine sataşanlara “Hain! vatan haini” diye seslenen ve ardından polisi arayacağını ifade eden ton ton dedemizdi.
Nihayetinde 10 yaşındaki bir çocuğun Cumhurbaşkanının uzattığı mikrofona şirin bir şekilde hain dediğini işittik.
Dolar yakan vatandaş, doları bulamıyor artık, Gece geç saatlerde satılmış mıdır acaba!
Pazar ve markete gidemeyen vatandaş haliyle artık portakal sıkıp hainlere gözdağı veremiyor.
Dedemiz emekli maaşı ile geçinmenin derdindedir yüksek ihtimal.
Bir dönem irili ufaklı tüm muhalefete hain diyenlerin çoğu şimdi kendi derdine düşmüş.
Ama yine de üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla
vatan hainliği yaftalamalarına devam etmek gerekiyordu..
Son cephanedir 10 yaşındaki çocuk.
İnandırıcılık çoktan yitti.
Gördüğüm o ki; göster amcana pipini denecek çocuklardan medet umulmaktadır.
Hatırlamakta fayda var.
Muhalefet bir çocuğa “Herşey çok güzel olacak” dedirtebildiği için yerel yönetimlerde ciddi bir başarı elde etti.
İktidar bir çocuğa hain dedirterek gidiyor.
Muhalefetin o çocuklara yeniden bir şeylerin düzeleceğini söyletme vakti geldi de geçiyor.
Çocuklar adına konuşmak değil, çocuklarla güzel fotoğraflar vermek hiç değil.
Çocuklara bir hayatın olduğunu ve bu hayatta güzel şeyler olacağını müjdelemek gibi bir şey.