Soner Uçak yazdı...
Eskişehir’de ne zaman kötülük vücut bulsa, ya da bir baş sıkışması durumunda gözler Eskişehir’in sahibini arar.
Bu tür zamanlarda kahvede, kıyıda, bucakda şehrin sahipsizliğinden dem vurulur.
Baş ağrıtan mevzu siyasetin konusu ise iktidar temsilcilerinden şehri sahiplenmeleri istenir. Para pul konusu ise gözler bu kez belediyeler ya da kalburüstü sınıfın derneklerine çevrilir.
Bu açıdan bakılınca şehri sahiplendirmek konjonktürel bir meseledir aynı zamanda.
Mesela, “şehrin sahibi olsaydı Eskişehirspor bu halde olur muydu hiç?” tespiti sorgusuz sualsiz yutulan bir hap. Çare olur mu bilinmez ama psikolojik bir fayda sağladığı kesin.
Mesela, Eskişehir’in yıllardır yapılmayan ölüm yollarının yegâne nedeni şehrin yine sahipsiz olması değil miydi?
Sürekli şehre bir sahip bulma arayışı telaşı içindeyiz
Bu durum vekil, belediye başkanı, oda başkanı ya da kulüp başkanı seçmiyoruz da sahip seçiyormuşuz izlenimi yaratır bende.
Hal böyle olunca işler başlıyor tersine dönmeye.
Başımızı okşayana “dile benden ne dilersen sahip” diyerek çıkıyoruz lambadan. Onlar diliyor biz dilekleri yerine getiriyoruz. Şehri sahiplenmediğini düşündüğümüz her sahibe karşı ciddi zaaflarımız var.
Başımız okşanmaya görsün “dile benden ne dilersen”…
Son günlerde Hasan Polatkan Havalimanını sahiplenmesini istiyoruz sahiplerden.
Eskişehir’in kendi emeği göz nurunu sahiplensinler diye bekliyoruz.
Sahipler kükredi; hassasiyet ile takip ediyorlar. Başımız okşandı bir yerde “dile benden ne dilersen”
Oysaki; termik santralde görmüştük. Sahip falan gerekmiyor. TÜLOMSAŞ’ı sahipler korusun diye bekledik. Sahibinde sahibi varmış, bilemedik. Gitti canım TÜLOMSAŞ.
Ve ne diyor şair “aslında gemilerdir terk eden fareleri” Eskişehir’i biri ya da birileri terk etmesi mühim değil.
Bir gün Eskişehir bizi terk ederse asıl mesele başlar o vakit.
Bu nedenle Eskişehir bizi terk etmeden yani henüz vakit var gibi görünüyorken, şehri barınağa bırakmak ya da sahip bulma çabasından sıyrılmak gerekiyor.
Yapılması gereken tüm klişelerin bir adım önüne geçerek şehri bizzat sahiplenmek. Şehir bizi sahipsiz bırakmadan.