SONER UÇAK YAZDI...
20 küsur yıldır yaşadığım kentin her köşe başında, her sokak arasında, kaldırımında önüme uzatılır, gurur duyarak imzalarım.
Komşu sohbetinde, bakkala borç öderken, esnafı gezerken, parklarda otururken imzaladım kaç sefer.
Hane halkı bölü gelir düzeyi olarak görmüyorsan bir kenti, ya da kaldırımından asfaltından şikayet ettiğin bir yerleşim yeri olmaktan çok öteyse…
Sana insan armağan etmiş ve insan hediye etmeyi başarmışsan oraya.
Her yerde uzatılır o sözleşme.
Şayet, ne sözleşmesi diyorsanız henüz Eskişehir’in neden Eskişehir olduğunu anlamamışsınızdır.
Tek değilsiniz üzülmeyin.
Dün iki doktora saldırdığı iddia edilen akademimizin gurur kaynağı da büyük bir ihtimal bu yazıyı okurken “bu dangalak neden bahsediyor” diyecektir.
Çünkü bilmiyor Eskişehir sokaklarının her karışında uzatılanın ne olduğu.
Avrupa kentiymiş geçiniz, öğrenci kentiymiş gençler düşünsün, sanayi kentiymiş falan filan.
Eskişehir’in suyundan ekmeğinden, parkından bahçesinden haz etmek istiyorsan usulca sana uzattığı o belgeyi imzalayacaksın.
İnsan kentidir Eskişehir, insanlığı öğrenir, zamanla öğretirsin.
İmzalamadıysan şayet suç Eskişehir’in değil, elin kalem tutmamıştır…
Maksadım Eskişehirliye Eskişehir propagandası yapmak değil, Eskişehir’i bilmeyenlere anlatabilmektir sadece.
Genç bir çocuğun başına inen odun hala yaradır yüreğimizde, kadının başına sallanan satır hala kanatmaktadır.
Cadde ortasında bıçak sallayanlar bilmiyordur Eskişehir’i, yaşamıyordur yaşayamıyordur Eskişehir’i
Hasılı; Eskişehir’e yakışmıyorsunuz ağalar…