SONER UÇAK YAZDI...
Vitaminsiz, cılız, rüzgârın vurup savuracağı bir çocukken kaseti geçmişti elime.
Vitamini kabuğunda yazılıymış sadece ya, yine de ağız alışkanlığı yapmıştı.
Yıllar yıllar geçse de başkalarına yapılan güzelliğin, bana yapılmaması karşısında birazda onların ağzıyla patlatıyordum
Ellere vurda bize yoğ mi?
Neden sonra, çok da ikna edici bir isteme yöntem olmadığına kanaat getirdim.
İsteyenin bir yüzü karaydı da vermeyenin hiç mi suçu yoktu.
Neyse…
AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı toplantısında Nabi Avcı, ETO, ESO ve Esnaf Odası’ndan iç hatlar seferi için 65 kişilik yolcu garantisi isteyince, ister istemez mırıldanmışım “ellere vurda bize yoğ mi?”
Hatırlarsınız, daha doğrusu unutmamışsınızdır
Devletin; yolcu garantili, araba geçiş garantili, hasta garantili, ihalelerini
İstenilen rakamlara ulaşılmaması halinde, devlet babalığını gösterecek, ihaleyi alan şirketlere destek vereceği şu meşhur ihalelerden söz ediyorum.
Hatırlamayanlar için birkaç haber ve link paylaşıyorum.
İSTANBUL’a yapılacak 3. havalimanın ihale şartnamesinin detayları belli oldu. Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacak olan ve işletme süresi 25 yıl olacak ihalede işletmeciye 6,3 milyar euroluk 12 yıllık yolcu garantisi verilecek.
(http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/6-3-milyar-euro-yolcu-garantisi-22475167)
CHP Milletvekili Gülizar Biçer, yap-işlet-devret modeli ile garanti ödemesi verilerek yapılan Zafer Havaalanı’ndaki korkunç zararı açıkladı: Havaalanını kullanmayan 3 milyon 902 bin 647 yolcunun parası devlet bütçesinden müteahhide ödendi.
(https://www.sozcu.com.tr/2018/ekonomi/yolcular-ucmadi-ama-milletin-parasi-uctu-2549655/)
Hatta Erzincanlı olan ama İzmir’den milletvekili seçilen Binali Yıldırım, iki il arasında gönül köprüsü kurmanın yetersizliğinden dem vurup da, hava köprüsü kurmak gereksini mi duymamış mıydı?
Ama iş Eskişehir’e gelince Eskişehir’den garanti isteniyor.
Başka illere ve firmalara zarar etmeyecekleri imkanlar sunulurken, Eskişehir’den zarar ettirmemesi isteniyor.
İlginç değil mi?
Elbette ki; verdiğim örneklerin teknik açıdan farklılıkları söz konusu, ama bakış açısındaki farklılığın yanında tekniğin çok da hatırı kalmıyor.
Eskişehir’e uçak seferleri konması şart mı?
İşin aslı bana kalırsa, Osmangazi Mahallesi ile Adalar arasındaki günlük trafiğime bakınca, çok da uçak seferleri konsun feryat ve figanı içine girmeyeceğim.
Fakat, bu şehir için uçak seferlerini elzem gören bir kesimin olduğunu biliyorum.
Durup durup bir kez daha gündeme geleceğinin de farkındayım uçak seferlerinin.
Her can sıkıntısında uçak seferi isteyecek birileri var olacağı gibi, uçak seferlerinin konmasın manasızlığından dem vuracaklarda olacaktır.
80 ortalarında hayatımıza girmişti bir türlü çıkmak bilmiyor işte.
Hep istenmiştir de, başkalarına verilmiştir belki de ondandır.
Şehir olarak beraber ve koru halinde söylüyoruz o halde;
Bir degil, iki degil mahvettin
Sen bu aşkı bana zehir ettin