“Eğitimden tasarruf yapılmaz”

Eğitim sorunlarının konuşulduğu görüşmede, ana muhalefet partisinin eğitim konusunda ne yönde katkılar yapılabileceği konuşuldu.  Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinde yüzde 18’lik bir kesintiyle tasarrufa gitmesini eleştiren Çakırözer, “Tasarrufu eğitimden yapmamalıyız” dedi.

Çakırözer: Evlatlarımızın eğitiminden tasarruf olmaz

CHP Milletvekili Utku Çakırözer, “24 Haziran seçimleri sonrası ortaya çıkan tek adam yönetiminin 100 günlük eylem planı açıklandı. Hukuk ilkelerinden daha da sapan, güçler ayrılığının olmadığı bir yönetim sistemi. Burada ne vardı yoktu diye baktığınızda eğitim emekçilerine 3600 ek göstergesi yoktu.   Öğretmenlere ilişkin en önemli meseleler yoktu” dedi.

Çakırözer, lise geçiş sınavlarındaki sorunlara da şu sözlerle değindi, “Yüz binlerce aileyi ilgilendiren liseye geçiş sınavında yaşanan rezaletin önlenmesi yok. İstedikleri okullara gidemeyen öğrenciler, bu acıyı birlikte yaşayan ailelerin sıkıntıları nasıl giderileceği eylem planında yok.  Ne var diye baktığımızda, zam var, enflasyon var. Bir top a4 kağıdı almaya kalktığınızda ülkedeki enflasyonun gerçek boyutunu anlarsınız. Geçtiğimiz yıl 6 liraya alınan bir top kağıdın şu anda minimum 22/24 lira olması yaşadığımız ve yaşayacağımız sıkıntıları en iyi şekilde anlatacaktır.  Yapılan hesaplar bir asgari ücretlinin bir aylık maaşının okula hazırlık için gideceğini ortaya koyuyor.  Bin 625 lira ilkokula başlayacak bir öğrencinin okula başlama maliyeti.   Milli Eğitim Bakanlığı’ndan 2 milyon liralık bir kesinti söz konusu. Buna karşıyız Bu sıralar hayatta bir kere geçtiğimiz, o zamanlar bütçe sıkıntısı vardı ben 3’üncü sınıfı tekrar okuyayım diyebileceğimiz sıralar değil.  Evlatlarımızın eğitiminden tasarruf olmaz.  Tasarrufa şu anki lüks harcamaların hepsinden yapabiliriz. Tek adam yönetimi için ayrılan onlarca uçaktan başlayabiliriz. Makam araçlarının hala artmasından bahsediliyor. Bazı kurumlara kısıtlama getirilirken bazı kurumlar istedikleri ödenekleri bulabiliyor. Mesela diyanet işlerine hiçbir şekilde kısıtlama getirilmiyor. Tabi ki ihtiyaç olabilir ama milli eğitiminde en az diyanet kadar ihtiyacı vardır.  Daha bugün basında vardı servis ücretleri minimum yüzde 20 zamlanmış durumda. O zaman şunu talep etmek en doğal hakkımız enflasyon ne kadar artıyorsa bu ülkede, sabit ücretli işçi, memura o enflasyon farkını yansıtmamız gerek aksi halde zaten bir araya gelmeyen bütçe bu ekonomik kriz ortamında hiçbir şekilde bir araya gelmeyecektir diye düşünüyorum.  Lise geçiş sınavında öğrenciler istedikleri okula giremedi. Sınıf kontenjanları yükseldi ama az oranda meslek lisesi çok oranda imam hatip liseleri doldurulamadı. O okullardan Anadolu, fen liselerine döndürelim çağrılarına cevap verilmedi.  Eğitim konusunda aklın, mantığın özellikle de eğitim uzmanlarını dinlemekte fayda var. Eğitim sorunları mutlaka eğitimciler, pedagoglar tarafından masaya yatırılmalı ve ona göre alınacak kararlar hayata sokulmalı yoksa eğitim planı yap- boz her gelen bir sistem getirsin sonra çocuklar kobay gibi her sisteme adapte olsun diye bu iş olmaz” dedi.

Akman:Eğitim konusu devletin asli görevlerinden biri

CHP İl Başkanı Rabia Akman, “Eğitim konusu devletin asli görevlerinden biri,  devletin özellikle eğitim noktasında görevini yeterince yerine getiremediği için özelleşmenin de önüne geçilemedi.   Devletin de ailelere destek olması gerekirken bütçesel anlamda da bir kısıtlamaya gitti.  Biz tabi ki her zaman akılcı, bilimsel, laik eğitimden yanayız. Bu konuda sendikalarımızın yanlarında onlara destek olacağız. Buradan milli eğitim bakanlığına da bir çağrıda bulunuyorum eğitimcileri toplayıp nitelikli eğitimcileri toplayıp bu konuda önemli bir danışma kurulu gerçekleştirerek bunu değerlendirmelerini istiyorum.  Bu eğitim sistemi devam ederse eğer yarım asır sonra pozitif bilime bir katkıları olmayacağı yönünde sonuçlar çıkıyor biz bu tablonun değişmesi konusunda kamuoyu yaratmaya ve sendikalarımıza destek olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Alkan:Kamusal eğitimin ruhuna Fatiha okunacak halde

Eğitim- Sen Şube Başkanı Faik Alkan, ülke gündeminde değişmeyen iki şeyden birinin de eğitim olduğunu vurguladı ve şunları kaydetti, “Eğitim öğretim yılını sorunlu kapayıp sorunlu açıyoruz. Biz Eğitim-Sen olarak temel bir politika üzerinden eğitim emekçilerine ve Eskişehir halkına sesleniyoruz.  Demokratik, laik kamusal eğitimi içeren bir politika fakat şu anki süreç bu üç şeyden uzak olduğumuzu gösteriyor. Laik eğitim bitme noktasına geldi.  Okullarda demokrasinin d’si ağza alınmıyor.  Kamusal eğitimin ruhuna Fatiha okunacak halde.  Yeni milli eğitim bakanın da bir tercih olduğunu görüyoruz. Milli Eğitim Bakanının özel okulu sahibi olması da bizim açımızdan manidar.   Bu sistemin en büyük kurbanı öğrenciler. Okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar sorunlarla boğuşuyoruz. Okul öncesi eğitim savaş halindeki durum içler acısı savaş halindeki Suriye’nin bile gerisinde bir okullaşma ile karşı karşıyayız. Temel eğitim bilimsellikten uzak bir durumda. Eskişehir’de 40 kişilik sınıflarda eğitim emekçileri ders yapmanın mücadelesini vereceğiz. 24 Haziran öncesi eğitim emekçilerini bir beklentiye sokuldu. Seçimden sonra 3600 ek gösterge unutuldu hatta bir milletvekili ek gösterge üzerinden bir teklif verdi ve bu teklif dahi kabul edilmedi.”