Eskişehir’e gelen depremzede öğrencilere, Hakka Hizmet Vakfı tarafından "Değerler Eğitimi" verilecek. Faaliyet ilgili yazı Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre tarafından okullara gönderilirken Eğitim Sen’den itiraz geldi: Eskişehir' e gelen öğrencilerin psiko - sosyal desteğe ihtiyacını bilimsel yöntemlerle gidermek Milli Eğitim Müdürlüğünün temel görevidir. Milli Eğitim Müdürlüğü, aslı işini protokoller ile tarikat ve cemaatlere bırakamaz.
Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre, kaymakamlıklara ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazı ile Hakka Hizmet Vakfı tarafından Eskişehir’de bulunan okul ve pansiyonlarda ‘Değerler Eğitimi’ faaliyeti düzenleneceğini duyurdu. Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan, düzenlenecek olan faaliyete tepki gösterdi. Okullar tarikat ve cemaatlerin söylem ve eylem alanı olamayacağını belirten Alkan “Depremin yıkıcı etkisinin eğitime yansımalarını yaşadığımız bugünlerde, Eskişehir' e gelen öğrencilerin psiko - sosyal desteğe ihtiyacını bilimsel yöntemlerle gidermek Milli Eğitim Müdürlüğünün temel görevidir. Milli Eğitim Müdürlüğü, aslı işini protokoller ile tarikat ve cemaatlere bırakamaz. Okullarımızda yüzlerce uzman öğretmen varken, Hakka Hizmet Vakfı gönüllüleri, okulları "Değerler Eğitimi" adı altında, olur alınan müfredat dışında etkinlikler yapmaktadır. Pedagojik formasyonunun var olup olmadığı belli olmayan, çocuklarla çalışma konusunda birikimi, donanımı olmayan vakıf ve derneklerin sırf siyasi iktidar ile kurduğu yakın ilişkiler üzerinden okullarda faaliyet yürütmesi kabul edilemez.
Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğüne Eğitim Sen olarak soruyoruz:
-İl Milli Eğitim Müdürlüğü, gönüllüler adı altında okullara gönderilen bu insanların yeterliliklerini ne kadar bilmektedir?
-Kendi uzman personeline güvenmeyen Milli Eğitim Müdürlüğü, değerler eğitim adı altında yapılan bu etkinlikleri denetim dışı tutarak neyi hedeflemektedir?
Türkiye’de özellikle siyasal iktidarın 20 yıllık döneminde okullar eğitim öğretim kurumları olmaktan çok dini faaliyetlerin, MEB, Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve cemaatler eliyle örgütlenmeye çalışıldığı mekânlar haline getirilmiştir. Laik bir ülkede devlet eğitimi bilimsellikten uzaklaştıramaz. Türkiye’de uzun yıllardır laiklik ilkesinden uzaklaşılması ve eğitimin dinselleştirilmesi, okullar ve öğrencilere yönelik çeşitli dini faaliyetlerin yürütülmesi sürecini beraberinde getirmiştir.” dedi.