CHP’nin başına Erdoğan’ı getirin

“Popüler liderlik, güçlü irade” trenini kaçıran CHP, ülke yönetmek konusunda yaklaşık 20 yıldır yarıştığı AK Parti’yi yakalamak için yeni ve sihirli bir formül buldu “değişim”

 Malumunuz CHP danışma kurulu yapıldı. Kime danışılarak, bu kurulun yapıldığı ayrı mesele.

Danışma kurulunun bırakın danışılmayı, oturup sohbet etme konusunda bile ciddi sıkıntılar yaşadığı kulaklarımıza fısıldandı.

Kurulun en heyecanlandıran sohbeti haliyle “değişim”.

Neymiş efendim; "Muharrem İnce gelince uçulacakmış"

CHP’nin değişim tarihinin kısa tarihi şudur bana kalırsa “Olmadı değiştirelim”

Araya delege savaşları, hırs ve ego yarışlarını da sıkıştırırsak, değişmeyen tek gerçeklik CHP’nin liderlik koltuğundaki ismin değişimi olarak elde kalıyor.

 Oysaki; değişim ciddi bir güçtür. Bazen tarih zorlar, bazen ufuk ve vizyondaki gelişmişlik değişimi ön görür ve değişim vuku bulur.

İşin aslı dün yapılan kurulda ne konuşuldu, ne konuşulmadı bilmiyorum. Ama CHP’lilerin başını kaldırıp, sadece Eskişehir İl örgütüne objektif bir şekilde bakmaları, neyin değişip, neyin değişmemesi konusunda ciddi ipuçları verecektir.

Mesela 19 yüzyıl Avrupası’ndaki kahvelerden daha fazla siyasi öneme sahip olan evlere gidip, hane halkına dert anlatan bir kadın kolları mevcut mu?

İşin teorisi, bilgisi, bilimi bir tarafa gençliğin enerjisini, hatır niyetine önümüze sunabilecek bir gençlik yapılanması mevcut mu?

Belediye başkanlarını ve genel merkezden gelen CHP erkanını kovalamaktan başka elle tutulur bir iş yapmak konusunda ciddi sıkıntılar yaşayan bir il yönetimi ile nereye kadar…

Televizyonda kazanmanın tek yolunun kendisi olduğunu hipnoz edercesine kulaklara sokan Muharrem İnce’nin “ben varsam her şey tamam, ben yoksam her şey eksik” türküsü CHP kanadında ciddi alıcı bulmuş.

Oysaki “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır” demişti. Bireyin, ferdin peşinde koşmanın beyhudeliği daha iyi nasıl anlatılır?

 İlkeler, günü yakalama konusunda samimi çaba, kurumsal birikimlere sadık bir yaklaşım ve siyasi etik değişim deyince akla gelmiyor.

Akla gelen kişiler ve isimler.

Oysaki; mevcut toplum algısı göz önüne alındığında, örgütsel anlamda sağlıklı bir siyaset üretmeyen bir partinin başına kimi getirirseniz getirin, değişmeyecek...

Çok açık yazayım; mevcut toplumsal algı var olduğu sürece hiçbir lider Recep Tayyip Erdoğan’ın gücüne erişemeyecek.

O halde; CHP’ye tek bir yol kalıyor; Recep Tayyip Erdoğan’ı CHP genel başkanı yapmak. Şayet CHP bunu başarabilirse, işte o zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan düşünsün…