SONER UÇAK YAZDI...
Bizde hastalık derecesine varabiliyor;
Bir şeyin kendisi ile yetinmeyip de, aslında ne oldu, ya da ne olacak sorusuna yönelmek.
Var olan, söylenen her neyse yeterli görünmüyor.
Kimimiz "her şey göründüğü gibi olsaydı bilime gerek olmazdı"dan dem vuruyor.
Kimimiz dumanı çıkan ateşin izini sürdüğü iddiasında.
“Hadi canım o kadar basit olamaz” gibi bir yaklaşım ile karşımızdakine gizemi anlatma, perde arkasındaki sırrı çözme yeteneğimizi gösterme gayretine giriveriyoruz.
Son aylarda bu amansız sır perdesini aralama arayışlarının başrollün de ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş yer alıyor.
Adam “maske üretiyoruz” diyor bir bakıyorsunuz ertesi gün şehrin belirli yerlerinde, gazetelerin belirli köşelerinde Büyükşehir belediyesine aday olduğu tespiti ansızın apansızın beliriveriyor.
Adam “şu kadar kredi bulduk” diyor.
“Kesin aday” diyenlerimiz bir yerlerden çıkıveriyor.
Öyle ya! Aday olmayacaksa krediyi neden bulsun ki!
Son olarak metro konusu ile gündeme geldi.
Metronun nereden nasıl geçirileceği doğru düzgün tartışılmadan, Kesikbaş kendisini bir kez daha adaylık yolculuğunda buluverdi.
Bu türden yaklaşımların iki nedeni olabilir.
Birincisi gerçekten de benim göremediğim bir yerden Kesikbaş’ın icraat ve açıklamalarına bakmak. Bir alt metin okuma diyelim.
Hangi metnin ne kadar derinliğinden sonra Kesikbaş’ın adaylığı konusunda bir bulguya rastlandığını bilemiyorum.
Bu noktada da bir alt metin okumasından çok, bir niyet okuması söz konusu gibime geliyor.
Bir diğer neden ise; gerçekten oldukça karışık bir süreçten geçiyor olmamız.
Bir yandan dünyayı, diğer yandan ülkeyi takip ederken, özellikle yerel gazetecilerin bir şeyler söylemesi oldukça zorlaşabiliyor.
Ağızdan çıkanın, kendisine kulak bulması bir hayli güç.
Söyledikleriniz yazdıklarınız duyulmuyorsa, duyulması daha mümkün konulara kalem çalmak bu süreçte iyi bir formül gibi görünebilir pekala.
Fakat, bu formülünde çok havada kalmaması gerekiyor.
Bu noktada potansiyeli olan Kesikbaş gibi isimlerin zaman zaman bir yerlere aday olarak gösterilmesi anlaşılabiliyor.
Anlattıklarım şuna denk gelmiyor; Kesikbaş bir yerlere aday olmayacak.
Aksine, bir yerlere adaylık söz konusu olduğunda gözlerin ilk arayacağı isim olacak.
Fakat, şuandaki hal ve gidişat Kesikbaş’ın “nereye aday olsam?” diye düşüneceği bir süreç değil.
Haliyle “oraya aday ya da buraya aday” gibi tespitler biraz hafif kalabiliyor.
Şuanda çalışkanlığı ile dikkat çeken, ciddi bir potansiyele sahip olduğu belirtilen, özellikle ihracata konusunu çok ciddiye alan bir ESO başkanı ile şehir olarak başbaşayız.
Bence biraz daha bu özelliklere dikkat kesilmemiz gerekiyor.
Bir espri ile tamamlayalım;
Dikkat kesildiğiniz zaman göreceksiniz.
Kesinlikle bir yerlere aday.