SONER UÇAK YAZDI...
Atilay Dalgıç, hiç bu kadar gündem de yer edinmemişti.
Yanılıyor olabilirim.
Ancak, kongre sürecinde Atilay Dalgıç rüzgarı esti diyebiliriz.
Şehrin önemli televizyon ve gazetelerinde verdiği demeçlerle, örgüt ve örgütlenme ile ilgili neler düşündüğünü öğrendik mesela.
Tepebaşı ilçe örgütünün neleri hayata geçirdiğini öğrendik.
Bu arada elbette elimizde büyüteç ile Dalgıç’ı takip etmiyorduk belirtmem gerek.
Dolayısıyla, bizim de eksikliğimiz söz konusu olabilir.
Ancak, ne bileyim işte; mercekle takip etmezsek bile gözümüzün içine girebileceğine şahit olduk kongre sürecinde Dalgıç’ın.
Bu kadar medyatik olmazsa ne olurdu?
Bana kalırsa hiçbir şey olmazdı.
Hiçbir şey söylemese dahi kongreyi kazanır mıydı?
Kesinlikle öyle.
Başkan Ataç ile birlikte açıkladığı adaylığı ardından herkes Dalgıç’ın seçildiğini biliyordu zaten.
Seçim o gün bitmişti aslında.
Yine kongre tamamlandıktan sonra omuzlara alınıverdi Dalgıç, bazı partilileri tarafından.
Zannediyorum bir başka partilisi sosyal medya hesabından paylaşmış.
Denk geldi işte, izlemiş bulundum.
Kendi kendime “ne hafif bir hareket” diyiverdim.
Bu arada; o görüntüler, ben gördüm diye hafif değil. Hafiflik olduğu için ben yazıyorum sadece.
Neden mi?
Seçimden önce Ataç’ın omuz verdiği Dalgıç, seçim sonrasında omuzların tek talibiydi zaten.
Şaşalı bir sevinç, büyük bir zaferi kutlamaktan daha ziyade, karşındakine “sen karşımıza çıktın bak seni nasıl ezdik” demek anlamına gelecekti de ondan.
Dalgıç, aslında görünmeyen omuzlarda girmişti kongre salonuna, görünür kılarak çirkinleştirmeye hiçte gerek yoktu.
Nasıl kazandığı çok da sorgulanacak bir mevzu değil üstelik.
Bunu da kabul ediyorum.
Delegelerin çoğunu ikna etmektense, belediye başkanını ikna ettiğin zaman tamam.
Bu benim açımdan eleştirilecek bir konu da değil zaten.
Dar bir pencereden bakınca, her belediye başkanı kendisi ile çalışabilecek bir örgüt başkanı istemesi gayet doğal.
Doğruluğunu tartışmaya açığım.
Benim eleştirdiğim konu, omuza alınma mevzusu.
Bir karşı taraf varsa ki, vardı.
Aradaki hukuk en asgari düzeyde de olsa gözetilmeliydi.
Bunu taraftarların akıl edemezse dahi, başkan olarak sen akıl edebilmeliydin.
Bazen zaferin neye ve kime karşı kazanıldığının bir iç muhasebesi yapılmalı, yabılabilmeli diye düşünüyorum.
Hasılı, siyasette ağırlık önemli.
Bazen öyle ağır durmalısın ki; kimsecikler seni o omza almaya cesaret edemesin.
Aksi halde bir gün arkandan belediye başkanı çekilir.
Omza alanlar atıverir aşağı…