Eğitim-Sen Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan 10 Şubat Dünya Özgürlük Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada; “Fabrikada, belediyede, sokakta mücadele eden direnen işçi ile Boğaziçi Üniversitesinde direnenlerin mücadelesi ortaktır. Öğrencilerin 'Kayyum istemiyoruz. Aşağı bakmıyoruz. Vazgeçmiyoruz' şiarıyla yürüttükleri bu mücadele büyüyecektir” dedi.
Eğitim-Sen Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan konuyla ilgili şu görüşlerini dile getirdi; “OHAL KHK’leriyle bilim insanlarının üniversitelerden uzaklaştırılmasına tepki olarak, 10 Şubat 2017’de Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde yüzlerce kişinin katıldığı eylemde, kampüs girişine bilim insanlarının serdiği cübbeleri çiğnemiş ve bu fotoğraf, dünyanın hafızasına kazınmıştır. Bu eylemde bilim ayaklar altına alınmış adeta yeni Türkiye'nin bugünkü fotoğrafı ortaya çıkmıştı. Dünyada geniş yankıya ve tepkiye neden olan bu Ortaçağ uygulamasına karşı Eğitim Enternasyonali 10 Şubat’ı ‘Dünya Akademik Özgürlük Günü’ olarak anılmasına karar vermiştir. 1933 üniversite reformunun ilanıyla başlayan bağımsız ve özerk üniversite mücadelesi bugüne kadar gelmiştir. Bilimden ve aydınlanmadan yana olanlar ile statükodan ve karanlıktan yana olanların mücadelesi yakın tarihimize damgasını vurmuştur. Aynı zamanda demokrasi ve özgürlük mücadelesi olan bu kavga nedeniyle Üniversiteler yakın tarihimizde siyasal iktidarların hep hedefinde olmuştur. Bütün baskı ve şiddete rağmen direnen, bilim insanları ve öğrencileri aydınlık Türkiye'nin umudu olmuştur. Bugün de aynı mücadele ruhu üniversite kampüslerinden fabrikalara kadar yaşamaya devam etmektedir. Boğaziçi Üniversitesi, bilimsel, özerk ve demokratik üniversite talebi tüm işçi ve emekçilerin talebidir. Fabrikada, belediyede, sokakta mücadele eden direnen işçi ile Boğaziçi Üniversitesinde direnenlerin mücadelesi ortaktır. Öğrencilerin 'Kayyum istemiyoruz. Aşağı bakmıyoruz. Vazgeçmiyoruz' şiarıyla yürüttükleri bu mücadele büyüyecektir. Ekonomik krizin iyice derinleştiği, işsizliğin görülmemiş düzeyde arttığı, adaletin yerle bir edildiği, hak arayan emekçilerin, öğrencilerin ve aydınların üstünde yoğun bir yargı baskısının oluşturulduğu bu günlerde, ‘akademik özgürlük’ ve özgür-özerk üniversiteler mücadelesi, demokratik bir zihniyet dönüşümünü ve aydınlanmayı tüm ülkemiz açısından gündemleştirmektedir. Akademisyenler ve öğrencilerin özerk demokratik üniversite talebiyle ayağa kalkmış olması, hem ülkemiz hem Ortadoğu hem de dünya çapında akademik özgürlüklerin sağlanması ve gelişmesi açısından tarihi önemdedir. Bu direnişin 10 Şubat Dünya Akademik Özgürlük Günü’nde de sürüyor olması ülkemizin geleceğine dair kırılan umutları yeniden yeşertecek güçtedir. İnsan, toplum ve doğa yararına demokratik, özerk üniversiteler için yürüttüğümüz mücadele, 10 Şubat Dünya Akademik Özgürlük Günü ile birlikte enternasyonal bir güce dönüşecektir. Yaşasın Dünya Akademik Özgürlük Günü!”