Politik meftalar bol olur.
Bazıları duanın hemen ardından tarihteki o boşluğa bırakılı verir.
“Bundan sonraki hayatında başarılar”
Yapacaklarının hepsini yapmış, görevlerinin hepsini yerine getirmiştir.
Politik patikada yolculuğu bu kadardır anlayacağınız.
Artık kimse dönüp bir kez daha bakmayacak, bir şey beklemeyecektir ondan.
Fakat,
AK Parti Eskişehir’de ne yaparsa yapsın bir hayaletten kurtulamıyor.
Seçim denince, kongre denince, milletvekilliği, belediye başkanlığı denince hemen karşılarına çıkıyor.
Harun Karacan; eski Harun Karacan değildir mesela “o olsaydı başka olurdu”
Nabi Avcı; iyidir, hoştur, bilgilidir de ne çare, “o olsaydı şimdi çok başka bir yerde olurdu AK Parti”
Belediye başkanı adayı olarak o gösterilmeliydi vesaire
Hakkı yenilmiştir, şık olmayan bir şekilde vedalaşılmıştır üstelik.
AK Parti kongre sürecinde malumunuz.
Şimdi bir kez daha gözler o isime çevrilmiş vaziyette.
İl başkanlığı için adı geçiyor.
Bir hayaletten bir mefta yaratmaya çalışıyorlar besbelli.
Şık olmayan vedayı bir kez daha yaşatmak…
Aynı yollardan bir kez daha, ama bu kez bir ölümlü olarak geçsin istiyorlar.
Dündar Ünlü’den bahsediyorum.
Zihni Çalışkan’ı onunla mı terbiye etmek istiyorlar bilinmez veya daha önce AK Parti genel merkezine “siz ne yapıyorsunuz !” diyemeyenler günah mı çıkarmak istiyor muamma…
Bildiğim şu ki; ilkinden destansı bir trajedi doğmuştur.
En kalibreli adamlardan biri, çok kaba bir şekilde elemine edilmiştir.
Bir kez daha aynı yoldan geçmesi komediden öte bir anlam ifade etmez.
Dündar Ünlü’yü AK Parti’nin önemli bir değeri olarak görenler, ondan geçtiği yolu bir kez daha arşınlamasını istemesi ne acı...
Buyrun Halep ordaysa arşın burada.
Zihni Çalışkan ve teşkilata bir sonraki seçimlerde Ünlü’nün 1. sıra milletvekili adayı olması için baskı yapın, buyrun “büyükşehir belediye başkan adayımızdır” dedirtin…
Yoksa sırf basit bir ekipler savaşını kazanmak için güzel bir hikayeyi çok kötü bir sonla bitirmeyin…