AK Parti yönetilemiyor

Sorun AK Parti’nin memleketi yönetme kabiliyetini yitirmesi durumunu çoktan geçti.

Artık ortada İktidarın yönetilememesi gibi daha büyük bir sorun var.

Dış politikada, ekonomide, adalet ve eğitim sisteminde yaşanan tüm aksaklıklara, son günlerde yaşadığımız ve yine yönetilemeyen afetler eklenince daha da fark edilir oldu.

AK Parti’ye yön verecek ya da verebilecek tüm mekanizmalar işlevini yitirdi.

Yargının, muhalefet partilerinin, üniversitelerin, kadınların, medyanın, gençlerin, aydınların en nihayetinde halkın istek ve taleplerinin hükmü kalmamış görünüyor.

Sandık dahi, AK Parti’ye bir yön tayin etme aracı olarak görünmüyor artık.

Uzunca bir süredir Cumhur ittifakının eriyen oyları ve iktidarın buna verdiği tepki göz önüne alındığında ne demek istediğim daha iyi anlaşılır zannediyorum.

Pek çok sorun; zaten beklenti yorgunu vatandaşı uyku moduna sokacak söylemlerle geçiştiriliyor.

Fakat, gemi ağır aksak olsa da ilerliyor.

Dümenin başında bir kaptan oturuyor. Ancak dümen kırk, fren patlak vaziyette.

Bu durumda kaptanın gemiyi yönetememesi önemsizleşiyor, sorun kırık olan dümen ve fren mekanizması olarak karşımıza çıkıyor.

Dümenin kırık, frenin patlak olmasından kaptanın şikâyetçi olmasını kimse beklemiyor elbette.

Ancak yinede devasa bir sorunu var biz gemidekilerin. 

Hala, kaptanın görme yeteneğini yitirdiğini söyleyenlerin gemiye bir kez daha bakmalarında fayda görüyorum.

Dün sorun kaptanda olabilirdi ancak bugün sorun geminin bizzat kendisinde.

AK Parti’nin yönetme kabiliyetini yitirmesi tartışmasının artık çoktan eskidiğini söylemek gerekiyor.

Sıradan demokrasilerde bile partilerin yegane motivasyon kaynağı oy sayısını arttırabilmektir.

Ve bunun için 3 aşağı beş yukarı yapılması gereken vatandaşın beğenisini toplamak.

AK Parti yetkililerinin son dönemlerde yaptığı açıklamalara bakın beğeni toplamak adına bir çaba veya söylem görüyor musunuz?

Yönetme kabiliyetini yitiren iktidarlar sıradan demokrasilerde sandıkla görevi devrederler.

 Ancak iktidara yön verecek alet ve edevatın tamamının işlevini yitirmesi halinde, elimizde buzdağına olan mesafenin uzak olmasını ummaktan başka bir şey kalmıyor haliyle.