Haftalık olağan basın toplantısında ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durum ile ilgili açıklamalarda bulunan Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Başkanı Muhammet Güney, “Bu müstemleke tipi, borca dayalı, karşılığında da emir alan bir ekonomi modelidir ki; bununla iflah olunmaz. Faizci kapitalist düzenden vazgeçip, milli görüşe dönmemiz, adil ekonomik düzene derhal geçip, mili kaynaklarımızı harekete geçirmek zorundayız” dedi.
GÜVEN ORTAMININ OLUŞTURULMASI İÇİN ADALETE İHTİYAÇ VAR
Ülkede acilen güven ortamının oluşturulması gerektiğini belirten Güney, ”Türkiye’nin bugün geldiği noktada en çok ihtiyaç duyulan husus, güven ortamının oluşturulmasıdır. Güven ortamının oluşturulabilmesi için Adalete, liyakate ve istişareye, şeffaflık ve denetime, yolsuzlukla mücadeleye ve gelir dağılımında adalete ihtiyaç vardır” dedi.
PROBLEMİMİZ KANAL İSTANBUL DEĞİL, KALAN İSTANBULDUR
Ekonomideki asıl problemin iktidar tarafından henüz görünmediğini belirten Güney, “Ne yazık ki iktidar hala ekonomideki asıl problemi görememektedir. 100 günde 400 dev proje açıklanıyor ekonomi altüst oluyor. 5 lira olan dolar 6 liraya çıkıyor. Yeni Ekonomi Modeli açıklanıyor, ekonomi altüst oluyor, 6 lira olan dolar 7 liraya fırlıyor. Çünkü hala yatırım diye açıklanan projeler parayı betona gömmekten ibaret. Bir yandan betondan şikâyet edeceksiniz öbür yandan ülke kaynaklarını betona gömeceksiniz. Bir yandan bütçe disiplininden, tasarruftan bahsedeceksiniz, öbür yandan, üretime dönük olmayan yatırımlarda ısrarlı olacaksınız” diye konuştu
ÜLKELER FABRİKA YAPARAK KALKINIR
Ekonominin üretime dayanması gerektiğini belirten Güney konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Ülkeler, fabrika yaparak, üreterek, kaynaklarını ar-ge’ye ayırarak kalkınır. Çözüm diye yapılan iş, faizi arttırayım mı, azaltayım mı, yeniden yastık altındaki altınları dövizleri bir kağıt altında toplayıp, borca mahsuben dışarıya vereyim mi? Sonra buna da “kalkınma” derler. Bu müstemleke tipi, borca dayalı, karşılığında da emir alan bir ekonomi modelidir ki; bununla iflah olunmaz. Faizci kapitalist düzenden vazgeçip, milli görüşe dönmemiz, adil ekonomik düzene derhal geçip, mili kaynaklarımızı harekete geçirmek zorundayız.
SADECE BORÇ BULARAK EKONOMİ DÜZELMEZ
İktidarın son dönemde başarı diye ortaya koyduğu tek ekonomik hamle Çin’den bulduğu 3,6 milyar $’lık kredidir. ne yazık ki, Türkiye yana yakıla kredi arayan bir ülke durumuna düşürülmüş bulunuyor. herhalde sayın bakan ilim Çin’dede olsa alın sözünü, borç olarak anlamış diye düşünüyorum. Oradan buradan borç para bulmakla bu işler düzelmez, taşıma suyla değirmen dönmez.
Ekonomideki çöküşü, sadece “ABD Krizi” ile “Dış Güçlerin Operasyonu” ile açıklamak da gerçekleri görmemektir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın Kendi İfadesiyle, ’Bünye Sağlam Olursa, Dış Etkenler(Güçler) Size Zarar Veremez’ Diyordu Bir Konuşmasında, Doğru Söylemiş.. Biz defaatle söyledik, söylemeye de devam ediyoruz, Deniz bitti… Bir an önce yatırım ekonomisine geçmezsek, israftan bütünüyle vazgeçmezsek, Türkiye içine girdiği bu girdaptan kurtulamaz. Bu mantıkla gidilirse dolar 7 lirada olur, 8 lira da olur, 10 lira da olur.
TAVİZ TAVİZİ DOĞURUR
Elbette Türkiye’nin ekonomik ve siyasi bir kuşatma altına alınmaya çalışıldığı da doğrudur. Ancak bu yeni bir şey değil. Bu kuşatma Sevr’den beri var. Hatta Haçlı seferlerinden bu yana var. Çünkü bu topraklar Irkçı emperyalizmin ve büyük İsrail projesinin hedefindedir. Biz biliyoruz ki, Rahip Brunson krizi de bu projenin parçalarından birisidir. Bu kriz bahane edilerek Türkiye dış politika da bir takım önemli tavizlere zorlanmaktadır. Unutulmamalıdır ki verilecek her taviz ardından daha büyük bir tavizi getirecektir. Türkiye bu noktada direnmelidir ve asla tehditlere boyun eğmemelidir. Saadet partisi olarak ABD tehditlerine karşı atılacak her adımın sonuna kadar arkasındayız. Türkiye taviz vermemeli, ABD ve NATO Üsleri bu çerçevede Türkiye’den İran’a yaptırım bir yana, İran başta olmak üzere,D8 ve İslam ülkeleriyle ekonomik ilişkilerini bir an önce güçlendirmelidir.”