Avrupa Parlamentosu, 24 Haziran’da Avrupa Birliği'nin ilk İklim Yasası'nı onaylayarak yeni bir süreci resmen başlatmış oldu. Bu kararın üretim ve ihracat sürecini derinden etkileyecek birçok değişikliğe kapı aralayacağını açıklayan Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Sürdürülebilir ve Yeşil Sanayi Koordinatörü Ömer Benli, dünyanın geleceği için son derece kritik olan iklim yasasının üretim ve ticarette kuralları kökten değiştirebilecek güce sahip olduğunun altını çizdi.
Sürecin başlamasından itibaren ESO’nun duruma kayıtsız kalmayarak harekete geçtiğini açıklayan Benli, “İhracatımızı topyekûn etkileyecek bu gelişmeler yaşanırken Eskişehir Sanayi Odası olarak bünyemizde ‘Sürdürülebilir ve Yeşil Sanayi Birimi’ oluşturduk. Bu kapsamda, ESO üyesi firmalara küresel ticareti ciddi şekilde etkilemesi beklenen “Avrupa Yeşil Mutabakatı (Green Deal)” hakkında, ESO Sürdürülebilir ve Yeşil Sanayi Danışmanımız Prof. Dr. Sayın Cengiz Türe tarafından ücretsiz danışmanlık hizmetleri vermeye başladık. Danışmanlık kapsamında üyelerimize Avrupa Yeşil Mutabakatı, İklim Yasası ve önümüzdeki sürecin firmalara etkileri, firmaların atması gereken adımlar, özellikle ihracatçı üyelerimizin oluşturması gereken stratejiler, karbon ayak izi ve bunun ihracata etkileri gibi konularda destek vereceğiz. Eskişehir Sanayi Odası olarak iklim değişikliği sürecinin farkındayız ve üyelerimizi bu konuda bilgilendirmeye devam edeceğiz” dedi.
Karbon vergisi belirleyici mi?
İklim Yasası’nın devreye alınmasında dünyanın bu yüzyılın sonuna kadar üç dereceden fazla ısınmaya doğru gitmesinden ve buna bağlı olarak oluşacak etkilerin rol aldığını belirten Benli, “Önümüzdeki 30 yıl içerisinde sıcaklıkların 1,5 santigrat dereceyi aşması birçok canlı türünün varlığını riske sokacağı, yangın mevsimlerinin artacağı, iklim felaketlerinin yaşanacağını ve gıda güvenliği sorunlarının baş göstereceğini söylüyor. Risklerin önüne geçmek içinse varılan Yeşil Mutabakat (Green Deal) kapsamında uygulanacak olan karbon vergisi Türkiye'nin AB ile ticaretini derinden etkileyecek” değerlendirmesinde bulundu.
İklim Yasası ile küresel ısınmaya yol açan iktisadi faaliyetlerde başta karbon salımı olmak üzere tüm süreçlerde kısıtlar getirildiğini işaret eden Benli, bazı iyileşmeler hedeflendiğini vurguladı. Benli, “Üreticilerin daha yeşil, çevreci ve sürdürülebilir imalat yöntemlerini kullanmaları talep edilirken, bu koşulları sağlayamayan ürünlerin ticaretinde karbon vergisi başta olmak üzere önemli engeller devreye alınacak” bilgisini verdi.
Fırsat mı, tehdit mi?
İlk bakışta Türk üreticiler için korkutucu bir senaryo gibi görünse de bu uygulamanın aslında hem iklim değişikliğinin önüne geçecek hem de temiz üretim yapan sanayicilerin AB ile olan ticaretinde önemli avantajlar sağlayacağına vurgu yapan Benli, üreticilerin ürünlerini Avrupa Birliği'ne sürdürülebilirlik koşullarını sağlayarak vergisiz olarak gönderebileceğini dile getirdi.
AB'nin Yeşil Mutabakat ile istediği koşulları sağlamış üreticilerin karbon vergisi ödemeyeceğini anlatan Benli, çevreci üretim yaptığını kanıtlayan firmaların AB’deki müşterilerinin artacağını ve daha çok tercih edilir hale geleceğini de söyledi.
Gümrük Birliği’nin modernizasyonu çalışmaları ile birlikte AB’nin ticarette daha çok ikili anlaşmalara doğru yöneldiğini hatırlatan Ömer Benli, “Bu durum Türkiye'nin gümrük birliği ile elde ettiği avantajları yavaş yavaş ortadan kaldırmakta. Eğer Türkiye AB'nin yeni karbon vergisi hedefine hızlı bir şekilde uyum sağlarsa durumu önemli bir fırsata çevirebilir. Ancak tersi bir durumda sanayicilerimizin AB’ye olan ticaretinde ciddi sorunlar yaşanabilecek. Tehdidin ortadan kaldırılması için gerekli çalışmaların vakit kaybetmeden başlatılması hayati önem taşımakta” diye konuştu.