Türkiye'nin Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş ilk 'Müzik Terapi Ünitesi' Anadolu Üniversitesi'nde kuruldu.
Müziğin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri binlerce yıl önce fark edilmiş ve dünya üzerindeki çeşitli toplumlar tedavi yaklaşımları arasında müzik kullanımına oldukça fazla yer vermiştir. Eski dönemlerde birçok kültürde, ağırlıklı olarak ruhsal bozukluklarda ve kas, eklem, görme ve işitme bozuklukları gibi bazı fiziksel hastalıklarda müzik terapisi uygulandığı biliniyor. Müzik terapisi ise, çeşitli nedenlerle bozulmuş, kaybedilmiş ya da yeterince gelişmemiş olan işlev ve becerileri, müzik aracılığıyla geliştirmeye ve yeniden kazandırmaya dönük bir terapi ve rehabilitasyon yaklaşımı olarak görülüyor. Bu terapi dünyanın birçok ülkesinde her yaştan, her kültür ve her ırktan insanlara ehliyetli müzik terapistleri tarafından uygulanabilen etkili ve terapötik bir yaklaşımken, Anadolu Üniversitesi de bu kapsamda çalışmalarını sürdürüyor. Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesine bağlı olarak hizmet vermekte olan Anadolu Üniversitesi Mavi Hastanede kurulan 'Müzik Terapi Ünitesi'nin bilgilendirme toplantısı, Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Bakanlık onaylı Müzik Terapi Sertifikası sahibi olan Prof. Dr. Şükrü Torun'un sorumluluğunda olan ünite, Sağlık Bilimleri Fakültesi, DİLKOM ve Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezinde alanla ilgili araştırma ve uygulama çalışmalarını yürütecek.
"Ecdadımız yüzyıllar önce müzikle terapi konusunda çeşitli uygulamalara imza atmış"
Açılışta konuşan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gündoğan, önemli bir birimin açıldığını belirtti. Rektör Gündoğan, "Anadolu Üniversitesi, özel gereksinimli bireylerin topluma kazandırılması ile ilgili uygulama birimlerine sahip özel bir üniversite. Bu yönüyle yaklaşık 40 yıldır özel eğitim alanında eğitim-öğretim veren, araştırma birimleri olan, uygulama birimleri olan DİLKOM’u, Engelliler Araştırma Enstitüsü, İÇEM’i gibi doğrudan topluma dokunan özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçlarını gidermeye yönelik uygulamalar yapan önemli bir kurum. Bugün burada aynı şekilde Müzik Terapi Birimimizi açmış olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Aslında ecdadımız yüzyıllar önce müzikle terapi konusunu uygulamış ve çeşitli uygulamalara imza atmış. Biliyorsunuz Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi, bizim Sazova’daki bu mekanımızda büyük Türk bilginlerinin, alimlerinin, bilim insanlarının dünya bilim hayatına yağmış oldukları katkıları sergiliyoruz bu mekanda. Farabi gibi, İbn-i Sina gibi aynı zamanda müzik ile terapi konusunda da önemli çalışmalar yapmış, Tük makamlarının hangi derde deva olduğunu, hangi hastalığa şifa olduğunu ifade etmişler. Hatta bundan 700 yıl önce İstanbul’da, Bursa’da, Kayseri’de, Edirne’de kurulan şifahanelerde aslında müzik ile terapi konusu bu büyük bilim insanları tarafından uygulanmış. Biz de aslında bunu modern tıbbın da imkanları çerçevesinde tamamlayıcı tıp kapsamında, birazdan hocamızın da vereceği bilgiler doğrultusunda bunu sağlık bakanlığı onaylı bir şeklide gündeme getirdik ve inşallah önümüzdeki dönemde bu konuda sertifika programlarımızı, lisansüstü programlarımızı da açmamızı hedefliyoruz. Bu merkezin de Türk Dünyası Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin de bu anlamda birimin duyurusunun yapılacağı en uygun mekan olduğunu düşündük. Dolayısıyla böyle bir mekanda, böyle güzel bir birimimizin kurulduğunu duyurmakta büyük bir mutluluk duyuyoruz" ifadelerini kullandı.
"Türk musikisinin hastalıklara şifa olacak tarzda kullanılacağını düşünüyoruz"
Birimin kurulmasında emeği geçen herkese teşekkür eden Rektör Naci Gündoğan, "Bu konuda gerçekten büyük bir özveri ile çalışan Prof. Dr. Şükrü Torun hocamıza ben özellikle teşekkür ediyorum. Çünkü bu birimin kurulmasında, Sağlık Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde kendisi doğrudan bunu üstlendi ve gönüllü olarak büyük bir fedakarlıkla yaptı. İnşallah bundan sonra da kendisinin yönetiminde üniversitemiz böyle güzel bir birime kavuşmuş oldu. Ben bu birimimizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. İnşallah bundan sonra da bu birim aracılığıyla da özellikle Türk musikisinin hastalıklara şifa olacak tarzda kullanılacağına, tabiî ki tıp çerçevesinde, bilimsel veriler çerçevesinde kullanılacağını düşünüyoruz. Bu konudaki araştırmaların da bu merkezimizde yapılacağını düşünüyoruz. Hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" dedi.
"Birçok Avrupa ülkesinde dahil müzik terapisi sağlıkta yerini almış değil"
Müzik Terapi Ünitesinden sorumlu olan Prof. Dr. Şükrü Torun ise şunları dile getirdi:
"Ülkemiz adına, Türkiye’de, dünyada artık belirgin bir disiplin haline gelmiş olan müzik terapinin temelleri bu çabalar sayesine, üniversitemizin destekleri sayesinde iyi bir yere ulaşmış durumda. Sağlık Bakanlığımız ülkemizi çok öne taşımış durumda. Çünkü bir çok ülkede, Avrupa ülkesi de dahil müzik terapi yasal olarak tanımlanmış ve sağlıkta yerini almış değil. Bu açıdan yönetmelikleri, yasal düzenlemeleri yapmış olmaları, eğitimle ilgili bir alt basamak da olsa sertifika programı oluşturmuş bulunmaları dolayısıyla Sağlık Bakanlığımız her türlü övgüyü Geleneksel Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığı nezdinde hak etmiş durumda. Kendilerine teşekkürlerimizi ifade ediyoruz."