Geçtiğimiz günlerde şehrin en önemli gazetelerinden Sakarya Gazetesi manşetten duyurduğu haberde 2022 yılı Eskişehir için başarı ve üstün başarı belgesi verilecek öğretmenlerin listesinden bazı isimlerin gerekçesiz bir şekilde çıkarıldığını okuyucularına duyurdu. Aynı haber eğitim konusunda Eskişehir’in uzman gazetecisi Ayhan Aydıner’in www.haberes.com.tr haber portalında da yer aldı.
Haberin vahameti bir yana, haber karşısında hem Eskişehir Valiliğinin hem de Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün tepkisi bir yana.
Hangisi daha vahim derseniz ikincisi elbette.
Kimlerin ödül aldığı ya da almadığı, habere verilen tepki göz önüne alındığında çok fazla önem taşımıyor.
Daha doğrusu bir ifade ile bazı eğitimcilerin isimlerinin listeden çıkarılması haberdir, ancak bu habere verilen tepkiyi nasıl adlandıracağız inanın bir fikrim yok. En hafif tabir ile skandal.
Nedenine gelir isek, en basitinden koskoca iki sendika konu ile ilgili olarak açıklama beklediklerini ifade ediyor, yaşanan olay mecliste gündem haline geliyor…
Böylesi bir haber sonrasında kişi ve kurumların verdiği tepki, izlediği yol nasıl bir toplum olduğumuzu, nasıl yöneticilere sahip olduğumuzu gösterir genellikle.
Aklı selim, yaptıklarına ilişkin gerekçeleri olan kişi yada kurumlar genellikle haber ile ilişkili cevap hakkını kullanır.
Peki; haberler sonrasında bizim malum kurum ve kişiler ne yaptı? Yayın yasağı getirdi.
Sizce bu yaptıkları ile haklı duruma mı geçtiler?
Yahut “tüh boş yere günahlarını almışlar mı?” dedik.
Veya “Bakın bizim ne doğru ne dürüst yöneticilerimiz var” diyerek gurur mu duyduk
Hayır! Ne dedik peki?
Uzun yılların getirdiği alışkanlıklardan mıdır nedir, “böyle olacağı belliydi” deyip yolumuza devam ettik.
İşin aslı AK Parti döneminde yayın yasaklarına çok alıştık.
Ancak bu yayın yasaklarının bile asgari düzeyde bir açıklaması, bir bahanesi olurdu. İkna etmese dahi bir ikna gayreti görür gözlemlerdik.
Eskişehir’deki bu habere ilişkin ne açıklama, ne bir ikna çabası hiçbir şey yok.
Unutkanlığımıza güveniyorlar. Önce yayını yasaklar sonra kimse konuşmaz ise herkes unutur zannediyorlar.
Şehri ayağa kaldıran haber sonrasında bir yayın yasağı bir de gazetecilere açılan dava…
Hepsi bu!
Bir şehir böyle yönetilir mi sizce?
Şimdilik yönetiliyor, yönetilebiliyor anladığım kadarıyla.
Eğitimcileri, gazetecileri toplumu ikna etmek zahmetinde bile bulunmayan, herhangi bir açıklama yapmaktan bile sakınan yöneticilere sahibiz.
Ya da onlardır belki de bizim sahibimiz bilmiyorum.
Bildiğim bir şey varsa her şeyin suyunu çıkarmakta üstümüze yok.
Yayın yasağının bile…