16 Nisan’da yapılan halkoylamasında, (yurtiçi oylar bakımından) YSK’nın ilan ettiği resmi sonuçlara göre;
a) 55.319.222 seçmenden 48.285.038’i oy kullanmıştır. Oy kullanmayan kişi sayısı 7.034.184’tür. Bu sayı 2015 Kasım ayında yapılan seçimlerde, oransal açıdan üçüncü büyük parti olan MHP’nin aldığı 5.599.324 oydan çok daha büyüktür.
b) Yine halkoylamasında 844.242 oy geçersiz sayılmıştır. Evet-hayır oyları arasındaki farkın 1.171.992 kişi olduğu gerçeğinden hareketle, geçersiz sayılan oyların ne kadar anlamlı ve önemli bir büyüklükte olduğu ortaya çıkmaktadır.
c) Geçerli sayılan 47.440.796 oyun, 24.306.394’sının evet, 23.134.402’sinin ise hayır olduğu, aradaki farkın 1.171.992 olduğu ilan edilmiştir. Bu fark, ülke genelinde 585.997 kişinin evet yerine hayır oyu kullanması durumunda, anayasa değişikliklerinin reddedilmesi anlamına gelmektedir. Ülkemizde 968 ilçe bulunmaktadır. Bu sayının ilçe başına ortalama olarak yansıması sadece 606 kişidir.
d) Geçerli oylara göre her ne kadar evet oy oranı % 51,23 olarak ilan edilse de, evet oylarının toplam seçmene oranı % 43,94 tür. Oy kullanmayan ve geçersiz oy kullanan yaklaşık 8 milyon kişi bulunmaktadır. CHP; bu büyük kitleye ulaşmanın yollarını bulmak için özel çalışmalar yapmalıdır.
e) Referandumdan çıkan sonuçlar, ne evet oylarının AKP’ye, ne de hayır oylarının CHP’ye, bugünden yarına, konsolide olamayacağını ortaya koymaktadır. Evet oylarının ağırlıklı bir bölümü AKP’ye gönül veren seçmenlerden oluşsa da, MHP-BBP-HDP ve diğer partilere gönül veren seçmenlerin bir bölümünün de Evet oyu kullandığı, bu oranın yaklaşık olarak % 6-9 aralığında olduğu analizlerden ortaya çıkmaktadır. Bu durum; AKP oy oranının % 42-45 civarında olduğunu, 2015 Kasım ayında yapılan seçimde % 49 oy oranına ulaşan AKP’nin son 1,5 yıl içinde yaklaşık % 6 civarında oy kaybettiğini göstermektedir.
f) Genel bir değerlendirme olarak HDP-MHP ve diğer partilerin oy oran toplamlarının % 25 civarında olduğu öngörüsüyle, geriye kalan % 75’lik oy oranının AKP ve CHP tarafından paylaşılacağı açıktır. Yukarıdaki hesaplama; AKP’nin % 42-45, CHP’nin ise % 30-33 civarında bir oy potansiyeline sahip olduğunun göstergesidir. Bu oranların aşağı ya da yukarı yönlenmesi, bu süreçte siyasi partilerin ortaya koyacakları performansla doğrudan ilişkili olacaktır.
AKP; oy oranında ki gerilemenin farkına vararak, olağanüstü kurultayını toplamış ve genel başkan değişikliğine gitmiştir. AKP bu değişimi gerçekleştirirken de 2019 yılına kadar olan dönemi 1+1+1 olarak planlamış, birinci yılda tüm kademelerinde yapılanmayı, ikinci yılında icraat yapmayı, üçüncü yılında ise seçimlere hazırlanmayı stratejik olarak hedeflemişken,
CHP’nin ise; referandumda elde edilen yüzde ellilik hayır oylarını blok halinde tutabilmek, bu bloğu dağıtmamak üzerine kurduğu stratejiyle, tebrik ziyaretleri gerçekleştirdiği, diğer yandan da olağan kongre ve kurultay süreciyle, 2018 yılının ilk dilimine kadar kendi içine kapanmayı tercih ettiği görülmektedir.
AKP açısından her şey açık ve nettir. Recep Tayyip Erdoğan; hem devlete, hem hükümete, hem de partisine tek başına hâkimdir. 2019 yılında Başkan adayı olarak katılacağı seçime de, bu güçlerin ağırlığını arkasına alarak girecektir.
Peki, CHP açısından durum bu kadar açık ve net midir?
CHP’nin 2019 Kasım ayında yapılacak başkanlık ve milletvekilliği seçimlerini kazanmasının ve hayır bloğunu arkasına almasının sihirli formülü; 2019 yılı Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlerden mutlak başarılı ve birinci parti olarak çıkması olacaktır. Tıpkı 1989 yılında olduğu gibi…
Çünkü 2019 yılında yapılacak yerel seçimlerinde, halkoylamasında hayır oyu kullanan CHP dışındaki parti seçmenlerinin önemli bir kesiminin, kendi partisinin adaylarına oy vermesi büyük bir olasılıktır. Bu saptamadan hareketle CHP; bugünden 2019 yılında kimin başkan olacağını tartışmak yerine, iki aşamalı bir planla; önce yerel seçimlere, sonrada o seçimlerde elde edilecek sonuçlara göre de başkanlık ve milletvekilliği seçimlerine yönelik stratejilerini bugünden geliştirebilmenin yollarını aramalı ve bulmalıdır.
Yerel seçimler için bütün Türkiye masaya yatırılmalı, il-il, ilçe-ilçe, belde-belde siyasal analizler yapılmalıdır. Bu çalışmada, hayır bloğu bileşenleri de dikkate alınarak ittifak, güç birliği, alan boşaltma, ortak aday ve/veya ortak meclisler dahil her türlü seçenek değerlendirmeli ve buna uygun stratejiler geliştirebilmelidir.
Bunu da; kendisini belli bir oransal yüzdeye hapsetmeden, Türkiye’nin tamamını hedefleyerek, başkalaşmadan, ‘öteki ne der’ kaygısına kapılmadan yapmalıdır…
Yapmalıdır ki; yerel seçimlerden başarı ile çıkılsın…
Yapmalıdır ki; yerel seçimlerde elde edilecek başarı, umut ve heyecan 2019 Kasım ayına taşınsın…
Yapmalıdır ki; 2019 Kasım ayında başka bir Türkiye’nin mümkün olacağını ortaya koyabilsin…
Yoksa? …
04 Haziran 2017, 13:12
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
1 - 2 yıl önce
1